Abbâsîler’e yarım asrı aşan bir süre (58-56 yıl) başkentlik yapan Sâmerrâ’yı ele alan bu kitapta, şehrin 221-279/836-892 yılları arasında kuruluşu, topografik ve fiziki yapısı, sosyo-kültürel ve ekonomik durumu incelenmiştir. Sâmerrâ coğrafî konum olarak Bağdat ile Musul arasında Bağdat şehrinin yaklaşık 125 km. kuzeyinde Dicle Nehri’nin doğu yakasında yer almaktadır. Bağdat halkı ile Türkler arasındaki sıkıntıları gidermek için Halife Muʻtasım 220/835’te yeni bir şehir kurmaya ve Bağdat’tan ayrılmaya karar vermiştir. Şemmâsiye, Beredân gibi yaklaşık bir yıl süren yer arayışları neticesinde Sâmerrâ şehrinin yeri tespit edilmiş ve 221/836’da inşaat çalışmaları başlamıştır. Askerler için inşa edildiği için el-Asker ismiyle de anılan şehir hızla gelişme göstermiş, döneminin en büyük beş şehri arasına girmiştir. Şehri görenler çok beğendikleri için Surre men raâ demişlerdir. Sâmerrâ şehri cami merkezli kurulan İslâm şehirlerinden farklı olarak hilafet merkezli kurulmuştur. Bunlardan sonra merkez caminin, caddelerin ve çarşıların yeri tespit edilmiştir.
Halife Mütevekkil ile başlayan Sâmerrâ şehrini terk etme girişimleri halife Muʻtemid ile gerçekleşmiş, Bağdat’a yerleşen halife orada ölmüştür. Ondan sonra başa geçen yeğeni halife Muʻtazıd döneminde Abbâsîlerin başkenti yeniden Bağdat olmuştur. Abbâsîlerin ikinci hilafet merkezi olan ve nüfusunun bir milyona ulaştığı tahmin edilen Sâmerrâ şehri kuruluşundan elli sekiz yıl sonra hızlı bir yok olma sürecine girmiştir. Sâmerrâ şehri başkent olmasının yanı sıra siyasi, dînî ve kültürel gibi çok farklı motifleri içeren özellikleriyle İslâm tarihinde Sâmerrâ Dönemi olarak haklı bir şöhrete kavuşmuş ve tarihe iz düşmüştür.V
Abbâsîler’e yarım asrı aşan bir süre (58-56 yıl) başkentlik yapan Sâmerrâ’yı ele alan bu kitapta, şehrin 221-279/836-892 yılları arasında kuruluşu, topografik ve fiziki yapısı, sosyo-kültürel ve ekonomik durumu incelenmiştir. Sâmerrâ coğrafî konum olarak Bağdat ile Musul arasında Bağdat şehrinin yaklaşık 125 km. kuzeyinde Dicle Nehri’nin doğu yakasında yer almaktadır. Bağdat halkı ile Türkler arasındaki sıkıntıları gidermek için Halife Muʻtasım 220/835’te yeni bir şehir kurmaya ve Bağdat’tan ayrılmaya karar vermiştir. Şemmâsiye, Beredân gibi yaklaşık bir yıl süren yer arayışları neticesinde Sâmerrâ şehrinin yeri tespit edilmiş ve 221/836’da inşaat çalışmaları başlamıştır. Askerler için inşa edildiği için el-Asker ismiyle de anılan şehir hızla gelişme göstermiş, döneminin en büyük beş şehri arasına girmiştir. Şehri görenler çok beğendikleri için Surre men raâ demişlerdir. Sâmerrâ şehri cami merkezli kurulan İslâm şehirlerinden farklı olarak hilafet merkezli kurulmuştur. Bunlardan sonra merkez caminin, caddelerin ve çarşıların yeri tespit edilmiştir.
Halife Mütevekkil ile başlayan Sâmerrâ şehrini terk etme girişimleri halife Muʻtemid ile gerçekleşmiş, Bağdat’a yerleşen halife orada ölmüştür. Ondan sonra başa geçen yeğeni halife Muʻtazıd döneminde Abbâsîlerin başkenti yeniden Bağdat olmuştur. Abbâsîlerin ikinci hilafet merkezi olan ve nüfusunun bir milyona ulaştığı tahmin edilen Sâmerrâ şehri kuruluşundan elli sekiz yıl sonra hızlı bir yok olma sürecine girmiştir. Sâmerrâ şehri başkent olmasının yanı sıra siyasi, dînî ve kültürel gibi çok farklı motifleri içeren özellikleriyle İslâm tarihinde Sâmerrâ Dönemi olarak haklı bir şöhrete kavuşmuş ve tarihe iz düşmüştür.V