Timur Selçuk, bir müzik insanı. Besteleri, şarkıları, yetiştirdiği müzik insanlarıyla iz bırakmış bir kültür adasıdır. Onun bir dönem yazdığı müzik yazılarına yansıyan bakışı/duyarlığı Türkiye’yi okuma biçiminin yansımasıdır aynı zamanda. Ahlaki duruşu, vicdani bakışıyla çağının çağdaşı bir aydınlanma insanının müzik yolculuğunun felsefesini de içeriyor onun müzik yazıları. Çağımıza ayna tutuyor Timur Selçuk.
“Adam Sanat’taki yazıları Timur Selçuk’tan kalan tek edebiyat ürünü. Bu yazılarda onun hem geniş dünya kültürünü hem de müzikle toplumsal ilişkiler arasında kurduğu bağları kolayca görebiliriz. Yazılarına sinen mizah unsuru da onun kişiliğinin bir yansıması.”
Turgay Fişekçi
“Onunla aşklarımızı yaşadık, kaybettiklerimizi bulduk, umutlarımızı soluduk. Bizi kuşatan şarkılarıyla ışığın kaynağına yöneldik adım adım. Yaşadıklarımızın anlamını kavramaya, yaşayamadıklarımızın özlemini duyumsamaya yöneldik onunla...”
Feridun Andaç
YAZAR HAKKINDA
Timur Selçuk, (02.07.1945- 06.11.2020) Ses sanatçısı, orkestra şefi, besteci. Babası, geleneksel Türk müziği ustalarından, besteci, ses sanatçısı, orkestra şefi Münir Nurettin Selçuk’tur. Annesi tiyatro sanatçısı Şehime Erton’dur. Bir yandan Galatasaray Lisesinde, bir yandan da İstanbul Belediye konservatuvarında (bugün İstanbul Üniversitesi Devlet konservatuvarı), solfej, armoni ve piyano bölümlerinde öğrenim gördü. Daha sonra, 1964 yılında Paris’e giderek, “Ecole Normale de Musique de Paris” müzik okuluna girdi. Bu okulun piyano, orkestra şefliği, ve bestecilik sınıflarına devam etti. 1965 yılından başlayarak Ümit Yaşar, Faruk Nafiz, gibi şairlerden şarkı formunda eserler bestelemeye başladı, ve 1967 yılında ilk plağını doldurdu. Bu plağın ilgi görmesi üzerine, Orhan Veli, Nazım Hikmet, Attila İlhan’ın şiirlerinden bestelediği şarkılarını piyanosu eşliğinde seslendirerek dizi konserler başlattı. 1974’te Türkiye’ye döndükten sonra, oda müziği, tiyatro ve film müziği çalışmalarına ağırlık vermeye başladı. 1977’de “İstanbul Oda Orkestrasını” kurdu. Bu toplulukla, tümüyle özgün kendi bestelerinin yanı sıra, geleneksel müziklerimizden seçilmiş örneklerin çok sesli yorumlarını gerçekleştirdi. Gene 1977’de “Çağdaş Müzik Merkezi” adıyla kendi müzik eğitimi merkezinde öğrenci yetiştirmeye başladı. 1975 yılından başlayarak, Saadet İkesus’la şan eğitimi gördü. Kendi seslendirdiği şarkılarında, lirik sanatın kurallarına uygun bir üslup seçti. Gerek orkestra yapıtlarında ve düzenlemelerinde, gerekse sözlü ya da sözsüz sahne ve film müziklerinde, ritmik melodik ve armonik ögelerle bütünleşen bir orkestrasyon uygulayarak, modern yazı tekniklerine yer vermeye özen gösterdi, hem dramatik hem de lirik bir müzikal atmosfer yaratma yolunu seçti. Geleneksel Türk Müziği birikimini sık sık baş vurduğu zengin bir kaynak olarak değerlendirdi. Başlıca yapıtları arasında, Sen Nerdesin?, Ayrılanlar İçin, Beyaz Güvercin, İspanyol Meyhanesi adlı şarkılar, Nereye Payidar?, Tak-Tik, Sakıncalı Piyade, Küçük Adam N’Oldu Sana, Rümuz Goncagül, Galileo Galilei, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Halide, Lozan, Abdülcanbaz, Woyzeck adlı oyun müzikleri, oda müziği yapıtları olarak Paris Mektupları, (gitar ve yaylılar için), Saksağan, (soprano saksafon ve yaylılar için) Bir Çift Sözüm Var (solo kontrabas ve yaylılar için), Bentler (arp ve nefesli sazlar için), Pireli Yapıt (iki piano için), Yolculuk (Piano, keman, klarinet için Mishigan Üniversitesi Verdehr Trio siparişi), şan ve Piyano için çağdaş Türk şairlerinden şarkılar, Tarih Merdiveni bale süiti, Mevlana uvertürü, Yunus Emre bale müziği, Üç İstanbul orkestra süiti ve film müziği, Bir Uzay Masalı operası, “İstanbul’un Çağırdığı Su” (belgesel), Sarıpınar 1914, Cahide, (TV dizileri), Hakkari’de Bir Mevsim, Kuyucaklı Yusuf, Gülüşan, Polis, Mavi Sürgün, Dönüş Yolu, Abdülhamit Düşerken film müzikleri, Yasaklar ve Sarı Naciye müzikali bulunmaktadır. Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, İsveç, Polonya, Bulgaristan, İspanya gibi ülkelerde orkestra şefi ve ses sanatçısı olarak konserler vermiştir.
Timur Selçuk, bir müzik insanı. Besteleri, şarkıları, yetiştirdiği müzik insanlarıyla iz bırakmış bir kültür adasıdır. Onun bir dönem yazdığı müzik yazılarına yansıyan bakışı/duyarlığı Türkiye’yi okuma biçiminin yansımasıdır aynı zamanda. Ahlaki duruşu, vicdani bakışıyla çağının çağdaşı bir aydınlanma insanının müzik yolculuğunun felsefesini de içeriyor onun müzik yazıları. Çağımıza ayna tutuyor Timur Selçuk.
“Adam Sanat’taki yazıları Timur Selçuk’tan kalan tek edebiyat ürünü. Bu yazılarda onun hem geniş dünya kültürünü hem de müzikle toplumsal ilişkiler arasında kurduğu bağları kolayca görebiliriz. Yazılarına sinen mizah unsuru da onun kişiliğinin bir yansıması.”
Turgay Fişekçi
“Onunla aşklarımızı yaşadık, kaybettiklerimizi bulduk, umutlarımızı soluduk. Bizi kuşatan şarkılarıyla ışığın kaynağına yöneldik adım adım. Yaşadıklarımızın anlamını kavramaya, yaşayamadıklarımızın özlemini duyumsamaya yöneldik onunla...”
Feridun Andaç
YAZAR HAKKINDA
Timur Selçuk, (02.07.1945- 06.11.2020) Ses sanatçısı, orkestra şefi, besteci. Babası, geleneksel Türk müziği ustalarından, besteci, ses sanatçısı, orkestra şefi Münir Nurettin Selçuk’tur. Annesi tiyatro sanatçısı Şehime Erton’dur. Bir yandan Galatasaray Lisesinde, bir yandan da İstanbul Belediye konservatuvarında (bugün İstanbul Üniversitesi Devlet konservatuvarı), solfej, armoni ve piyano bölümlerinde öğrenim gördü. Daha sonra, 1964 yılında Paris’e giderek, “Ecole Normale de Musique de Paris” müzik okuluna girdi. Bu okulun piyano, orkestra şefliği, ve bestecilik sınıflarına devam etti. 1965 yılından başlayarak Ümit Yaşar, Faruk Nafiz, gibi şairlerden şarkı formunda eserler bestelemeye başladı, ve 1967 yılında ilk plağını doldurdu. Bu plağın ilgi görmesi üzerine, Orhan Veli, Nazım Hikmet, Attila İlhan’ın şiirlerinden bestelediği şarkılarını piyanosu eşliğinde seslendirerek dizi konserler başlattı. 1974’te Türkiye’ye döndükten sonra, oda müziği, tiyatro ve film müziği çalışmalarına ağırlık vermeye başladı. 1977’de “İstanbul Oda Orkestrasını” kurdu. Bu toplulukla, tümüyle özgün kendi bestelerinin yanı sıra, geleneksel müziklerimizden seçilmiş örneklerin çok sesli yorumlarını gerçekleştirdi. Gene 1977’de “Çağdaş Müzik Merkezi” adıyla kendi müzik eğitimi merkezinde öğrenci yetiştirmeye başladı. 1975 yılından başlayarak, Saadet İkesus’la şan eğitimi gördü. Kendi seslendirdiği şarkılarında, lirik sanatın kurallarına uygun bir üslup seçti. Gerek orkestra yapıtlarında ve düzenlemelerinde, gerekse sözlü ya da sözsüz sahne ve film müziklerinde, ritmik melodik ve armonik ögelerle bütünleşen bir orkestrasyon uygulayarak, modern yazı tekniklerine yer vermeye özen gösterdi, hem dramatik hem de lirik bir müzikal atmosfer yaratma yolunu seçti. Geleneksel Türk Müziği birikimini sık sık baş vurduğu zengin bir kaynak olarak değerlendirdi. Başlıca yapıtları arasında, Sen Nerdesin?, Ayrılanlar İçin, Beyaz Güvercin, İspanyol Meyhanesi adlı şarkılar, Nereye Payidar?, Tak-Tik, Sakıncalı Piyade, Küçük Adam N’Oldu Sana, Rümuz Goncagül, Galileo Galilei, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Halide, Lozan, Abdülcanbaz, Woyzeck adlı oyun müzikleri, oda müziği yapıtları olarak Paris Mektupları, (gitar ve yaylılar için), Saksağan, (soprano saksafon ve yaylılar için) Bir Çift Sözüm Var (solo kontrabas ve yaylılar için), Bentler (arp ve nefesli sazlar için), Pireli Yapıt (iki piano için), Yolculuk (Piano, keman, klarinet için Mishigan Üniversitesi Verdehr Trio siparişi), şan ve Piyano için çağdaş Türk şairlerinden şarkılar, Tarih Merdiveni bale süiti, Mevlana uvertürü, Yunus Emre bale müziği, Üç İstanbul orkestra süiti ve film müziği, Bir Uzay Masalı operası, “İstanbul’un Çağırdığı Su” (belgesel), Sarıpınar 1914, Cahide, (TV dizileri), Hakkari’de Bir Mevsim, Kuyucaklı Yusuf, Gülüşan, Polis, Mavi Sürgün, Dönüş Yolu, Abdülhamit Düşerken film müzikleri, Yasaklar ve Sarı Naciye müzikali bulunmaktadır. Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, İsveç, Polonya, Bulgaristan, İspanya gibi ülkelerde orkestra şefi ve ses sanatçısı olarak konserler vermiştir.