Yokluğu imkâna çeviren bir çabanın sonunda doğan sanat, insanı, kayıtsızlık duygusuna, kibire ve büyüklük gururuna karşı çok daha duyarlı hale getiriyor; onu, sadece, eşyaya verdiği emeğin vicdanıyla değil, aynı zamanda, eşyanın ona verdiği emeğin vicdanıyla da donatıyor; bununla da kalmıyor tabi, insanı, zorunluluğun bilgisine taşıyor, özgürleştiriyor, ve bu anlamda özgürlüğü yaratan bir eylem olarak görünüyor.
Yokluğu imkâna çeviren bir çabanın sonunda doğan sanat, insanı, kayıtsızlık duygusuna, kibire ve büyüklük gururuna karşı çok daha duyarlı hale getiriyor; onu, sadece, eşyaya verdiği emeğin vicdanıyla değil, aynı zamanda, eşyanın ona verdiği emeğin vicdanıyla da donatıyor; bununla da kalmıyor tabi, insanı, zorunluluğun bilgisine taşıyor, özgürleştiriyor, ve bu anlamda özgürlüğü yaratan bir eylem olarak görünüyor.