Fenomenolog-felsefeci Emre Şan bu eserinde bizi sanat tarihinde hızlı bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculuk mağara resimlerinden başlayıp günümüzdeki dijital imajlara uzanıyor. Çalışmanın seyri tarihsel bir kronoloji takip etse de asıl meselesi bu süreç içindeki dönüşümleri yahut paradigma değişimlerini sorgulamak, yani sanat tarihine baktığımızda beliren sorunları işlemek, kısacası sanattaki felsefi sorunları ortaya koymak.
Kısa bir rehber niteliği taşıyan bu çalışma, Batılı entelektüellerden beslendiği kadar Türk entelektüellere de yer veriyor, Batı sanatı kadar Türk sanatına da özgün bir bakış biçimi sunuyor.
Fenomenolog-felsefeci Emre Şan bu eserinde bizi sanat tarihinde hızlı bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculuk mağara resimlerinden başlayıp günümüzdeki dijital imajlara uzanıyor. Çalışmanın seyri tarihsel bir kronoloji takip etse de asıl meselesi bu süreç içindeki dönüşümleri yahut paradigma değişimlerini sorgulamak, yani sanat tarihine baktığımızda beliren sorunları işlemek, kısacası sanattaki felsefi sorunları ortaya koymak.
Kısa bir rehber niteliği taşıyan bu çalışma, Batılı entelektüellerden beslendiği kadar Türk entelektüellere de yer veriyor, Batı sanatı kadar Türk sanatına da özgün bir bakış biçimi sunuyor.