İçerisinde birincil ve ikincil kaynakların bulunduğu bu kitabın ana stratejilerinden biri, dönemleri, metinleri ve kültürel tarihleri birbirine karıştırarak 19. yüzyıl sanat tarihi alanını oluşturan dahili sınırların aslında var olmadığını vurgulamaktır. Sınırlamalar ve kısıtlamalar, Avrupa’nın sanat üretimi ve sanat üzerine yazma bağlamında bize bıraktığı zengin kültürel mirasın zedelenmesine sebep olmaktan öteye geçemez. Bu kitapta yer alan, antik zamanlardan çağdaş döneme kadar uzanan eserler ve konular üzerine kaleme alınmış elli eleştirel metnin amacı bizlere bırakılan kültürel mirası sorgulamaktır. Kolektif olarak ele alındığında bu çok katmanlı metinler, farklı kuşaklardan düşünürleri örgüde iç içe geçen ipler misali bir araya getirerek kültürel mirasımıza ve arşivlerimize çoğulcu bir bakış açısıyla yaklaşmamızı sağlamaktadır. Kitapta yer verilen metinlerin çoğu aslen sanat tarihi alanından çıkma değildir fakat sanat tarihinin tarihsel temel dayanaklarının anlaşılması için mutlaka okunması gereken metinlerdir. Sanat tarihçiliğini sanat üzerine yazmak ve sanat yapmak olarak ikiye ayıran tarihsel Avrupalı bakış açısını kırmak isteyen bir disiplin için bu kitapta yer verilen yazarların kaçının hem sanatçı hem de sanat tarihçisi/eleştirmeni olduğu önemlidir. Kitaptaki yorumlarda yansıtıldığı şekliyle kültürel üretimin sürekliliği ve teorileştirilmesi, sanat tarihi ve sanat tarihi yazımının mevcut genişliğine ve toplumsal geçerliliğine yeniden vurgu yapmaktadır.
İçerisinde birincil ve ikincil kaynakların bulunduğu bu kitabın ana stratejilerinden biri, dönemleri, metinleri ve kültürel tarihleri birbirine karıştırarak 19. yüzyıl sanat tarihi alanını oluşturan dahili sınırların aslında var olmadığını vurgulamaktır. Sınırlamalar ve kısıtlamalar, Avrupa’nın sanat üretimi ve sanat üzerine yazma bağlamında bize bıraktığı zengin kültürel mirasın zedelenmesine sebep olmaktan öteye geçemez. Bu kitapta yer alan, antik zamanlardan çağdaş döneme kadar uzanan eserler ve konular üzerine kaleme alınmış elli eleştirel metnin amacı bizlere bırakılan kültürel mirası sorgulamaktır. Kolektif olarak ele alındığında bu çok katmanlı metinler, farklı kuşaklardan düşünürleri örgüde iç içe geçen ipler misali bir araya getirerek kültürel mirasımıza ve arşivlerimize çoğulcu bir bakış açısıyla yaklaşmamızı sağlamaktadır. Kitapta yer verilen metinlerin çoğu aslen sanat tarihi alanından çıkma değildir fakat sanat tarihinin tarihsel temel dayanaklarının anlaşılması için mutlaka okunması gereken metinlerdir. Sanat tarihçiliğini sanat üzerine yazmak ve sanat yapmak olarak ikiye ayıran tarihsel Avrupalı bakış açısını kırmak isteyen bir disiplin için bu kitapta yer verilen yazarların kaçının hem sanatçı hem de sanat tarihçisi/eleştirmeni olduğu önemlidir. Kitaptaki yorumlarda yansıtıldığı şekliyle kültürel üretimin sürekliliği ve teorileştirilmesi, sanat tarihi ve sanat tarihi yazımının mevcut genişliğine ve toplumsal geçerliliğine yeniden vurgu yapmaktadır.