Bu kitapta ele aldığım konular sanat ile felsefe arasındaki sınır aralığından devşirilmiştir. Heykel, müzik ve drama gibi oldukça değişik sanat dallarında büyüklüğünü kanıtlamış Rodin, Wagner ve Maeterlinck gibi üç sanatçıyı ve birbirlerinden oldukça farklı ve epey tipik üç düşünürü, Tolstoy, Hegel ve Nietzsche’yi seçtim. Bu insanların hepsi sanat hakkında çok şey söyledi; özel konuları irdeleyip genel kuramlar geliştirdiler. Bu kuramların çoğu hayali, dayanıksız ve acemicedir. Kayda değer düşünceler sunan kuramlara da yer verdim. Bu arada bir kuramın doğruluğuna değinip o kuramı tarihsel açıdan değerlendirebilirdim ama bu kitabın asıl meselesi bu değil.
Asıl meselemiz sanat ile felsefe arasındaki etkileşimin, sanatçıdaki düşünürün ve düşünürdeki sanatçının izini sürmektir. Bu mesele en genel hatlarıyla şöyle ortaya konulabilir: Sanatçı aslında bir düşünür, düşünür de bir sanatçı mıdır?
Bu kitapta ele aldığım konular sanat ile felsefe arasındaki sınır aralığından devşirilmiştir. Heykel, müzik ve drama gibi oldukça değişik sanat dallarında büyüklüğünü kanıtlamış Rodin, Wagner ve Maeterlinck gibi üç sanatçıyı ve birbirlerinden oldukça farklı ve epey tipik üç düşünürü, Tolstoy, Hegel ve Nietzsche’yi seçtim. Bu insanların hepsi sanat hakkında çok şey söyledi; özel konuları irdeleyip genel kuramlar geliştirdiler. Bu kuramların çoğu hayali, dayanıksız ve acemicedir. Kayda değer düşünceler sunan kuramlara da yer verdim. Bu arada bir kuramın doğruluğuna değinip o kuramı tarihsel açıdan değerlendirebilirdim ama bu kitabın asıl meselesi bu değil.
Asıl meselemiz sanat ile felsefe arasındaki etkileşimin, sanatçıdaki düşünürün ve düşünürdeki sanatçının izini sürmektir. Bu mesele en genel hatlarıyla şöyle ortaya konulabilir: Sanatçı aslında bir düşünür, düşünür de bir sanatçı mıdır?