Abdurrahman Harpûtî ilmi ve irfanıyla 19. asrın ilk yarısında nam salmış bir şahsiyettir. Berzencî seyyidlerinden olup Harput’ta dünyaya gelmiştir. Harput ve Diyarbakır’da başladığı ilim tahsilini İstanbul’da tamamlamıştır. İstanbul’a geldikten sonra “Kürt Hoca” olarak tanınmıştır. İstanbul’da yıllarca Hâce-i Şehriyârî, Saray Hocası ve Dersiâm olarak görev yapmıştır. Yeniçeri Ocağı’nın ortadan kaldırıldığı Vaka-i Hayriye’de nihai sözü söylemiştir. Sarayda icra edilen Huzur Derslerine kırk yıl katılmıştır.Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî ve Şeyhülislam Kara Halil Efendi gibi büyük zatlara hocalık etmiştir. Aynı zamanda bir Şâzelî tarikatı şeyhi olarak halife ve müridler yetiştirmiştir. Kürt Hoca hakkındaki araştırmaların yetersizliği göz önünde bulundurulduğunda eserin kıymeti net bir biçimde anlaşılmaktadır
Abdurrahman Harpûtî ilmi ve irfanıyla 19. asrın ilk yarısında nam salmış bir şahsiyettir. Berzencî seyyidlerinden olup Harput’ta dünyaya gelmiştir. Harput ve Diyarbakır’da başladığı ilim tahsilini İstanbul’da tamamlamıştır. İstanbul’a geldikten sonra “Kürt Hoca” olarak tanınmıştır. İstanbul’da yıllarca Hâce-i Şehriyârî, Saray Hocası ve Dersiâm olarak görev yapmıştır. Yeniçeri Ocağı’nın ortadan kaldırıldığı Vaka-i Hayriye’de nihai sözü söylemiştir. Sarayda icra edilen Huzur Derslerine kırk yıl katılmıştır.Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî ve Şeyhülislam Kara Halil Efendi gibi büyük zatlara hocalık etmiştir. Aynı zamanda bir Şâzelî tarikatı şeyhi olarak halife ve müridler yetiştirmiştir. Kürt Hoca hakkındaki araştırmaların yetersizliği göz önünde bulundurulduğunda eserin kıymeti net bir biçimde anlaşılmaktadır