Sahaftan Seçmeler Dizisi'nin ilk kitabının, Albert Bobovski ya da Santuri Ali Ufkî Bey'in Anıları: Topkapı Sarayı'nda Yaşam olması bizce çok anlamlı: En önemli bestekârlarından birinin Topkapı Sarayı'ndaki yaşamı anlatan yazmasını ancak 337 yıl sonra yayınlayabilen bir ülkeye herhalde pek sık rastlanmaz. Üstelik Ufkî'nin tahminen 1665'te yazdığı metni Almanlar 1669'da, İtalyanlar da 1679'da yayınlamışken... Yine de elinizdeki metin bu baskılardan yararlanarak hazırlanmamıştır. 1685'te, yani Ufkî'nin tahmini ölüm tarihinden on yıl sonra Fransa'nın İstanbul elçisi olan Pierre de Girardin bir biçimde Ali Ufkî'nin metnini ele geçirmiş ve bunu Fransızcaya çevirip sanki araştırmaları sonucunda kendi yazmış gibi Fransa'ya yollamıştır. Bu nedenle metinde biri Ali Ufkî'ye diğeri Girardin'e ait iki "ses" duyulmaktadır. Okurun bu sesleri kolaylıkla birbirinden ayırabileceğine ve Girardin'in, Annie Berthier ile Stefanos Yerasimos'un Giriş bölümünde belirttikleri gibi, "genellikle art niyetli yorumları"nı Ali Ufkî'ye mal etmeyeceğine inanıyoruz. Gelecekte Almanca metnin çevirisini yayınlayarak okurlarımızı Ali Ufkî ile baş başa bırakabilmeyi de istiyoruz.
Albertus Bobovius/Ali Ufkî Bey'in 1669'da Saray-ı Enderun adıyla Almanca yayınlanan kitabını Türkçeye çevirterek bu sözümüzü ?ancak 10 yıl sonra? yerine getiriyoruz. Değerli arkadaşımız Türkis Noyan eseri sadece Almancadan çevirmekle kalmadı, metni 1679 tarihli İtalyanca baskısıyla da karşılaştırdı ve her iki metnin birbirleriyle tutarlı olduklarını saptadı. Noyan'ın okurlarımıza sağladığı en önemli olanak ise Saray-ı Enderun'u Topkapı Sarayı'nda Yaşam'la karşılaştırıp Pierre de Girardin'in Ali Ufki'nin metinlerine nerelerde müdahale ettiğini saptayarak bu baskıya notlar koyması oldu.
Artık Ali Ufkî Bey ile baş başasınız...
Sahaftan Seçmeler Dizisi'nin ilk kitabının, Albert Bobovski ya da Santuri Ali Ufkî Bey'in Anıları: Topkapı Sarayı'nda Yaşam olması bizce çok anlamlı: En önemli bestekârlarından birinin Topkapı Sarayı'ndaki yaşamı anlatan yazmasını ancak 337 yıl sonra yayınlayabilen bir ülkeye herhalde pek sık rastlanmaz. Üstelik Ufkî'nin tahminen 1665'te yazdığı metni Almanlar 1669'da, İtalyanlar da 1679'da yayınlamışken... Yine de elinizdeki metin bu baskılardan yararlanarak hazırlanmamıştır. 1685'te, yani Ufkî'nin tahmini ölüm tarihinden on yıl sonra Fransa'nın İstanbul elçisi olan Pierre de Girardin bir biçimde Ali Ufkî'nin metnini ele geçirmiş ve bunu Fransızcaya çevirip sanki araştırmaları sonucunda kendi yazmış gibi Fransa'ya yollamıştır. Bu nedenle metinde biri Ali Ufkî'ye diğeri Girardin'e ait iki "ses" duyulmaktadır. Okurun bu sesleri kolaylıkla birbirinden ayırabileceğine ve Girardin'in, Annie Berthier ile Stefanos Yerasimos'un Giriş bölümünde belirttikleri gibi, "genellikle art niyetli yorumları"nı Ali Ufkî'ye mal etmeyeceğine inanıyoruz. Gelecekte Almanca metnin çevirisini yayınlayarak okurlarımızı Ali Ufkî ile baş başa bırakabilmeyi de istiyoruz.
Albertus Bobovius/Ali Ufkî Bey'in 1669'da Saray-ı Enderun adıyla Almanca yayınlanan kitabını Türkçeye çevirterek bu sözümüzü ?ancak 10 yıl sonra? yerine getiriyoruz. Değerli arkadaşımız Türkis Noyan eseri sadece Almancadan çevirmekle kalmadı, metni 1679 tarihli İtalyanca baskısıyla da karşılaştırdı ve her iki metnin birbirleriyle tutarlı olduklarını saptadı. Noyan'ın okurlarımıza sağladığı en önemli olanak ise Saray-ı Enderun'u Topkapı Sarayı'nda Yaşam'la karşılaştırıp Pierre de Girardin'in Ali Ufki'nin metinlerine nerelerde müdahale ettiğini saptayarak bu baskıya notlar koyması oldu.
Artık Ali Ufkî Bey ile baş başasınız...