“Kendimizle ilgili soruların cevabı bizde değil, biliyorum. Yoksa durmadan içimizle konuşuyor olmamız ragmen neden bu kadar acı çekelim ki?”
Şenay Eroğlu Aksoy, Evlerin Yüreği ve Gece Çığırtkanları’nın ardından yeni öykülerini bir araya getiren Sardunyaların Kışı ile tekrar okurlarıyla buluşuyor. Yaşamın görünen yüzündeki maskeyi sıyırıp atan, eviçlerindeki iletişimsizliğin ve toplumsal baskının insan ruhunda bıraktığı öfkeli tortuya yakından bakan bu yeni öyküler, ışıklı bahçelere değil karanlık yatak odalarına, yüksek perdeden ses verenlere değil içine konuşanlara, sımsıkı tutunanlara değil tekinsiz boşlukta salınıp duranlara odaklanıyor.
“Kendimizle ilgili soruların cevabı bizde değil, biliyorum. Yoksa durmadan içimizle konuşuyor olmamız ragmen neden bu kadar acı çekelim ki?”
Şenay Eroğlu Aksoy, Evlerin Yüreği ve Gece Çığırtkanları’nın ardından yeni öykülerini bir araya getiren Sardunyaların Kışı ile tekrar okurlarıyla buluşuyor. Yaşamın görünen yüzündeki maskeyi sıyırıp atan, eviçlerindeki iletişimsizliğin ve toplumsal baskının insan ruhunda bıraktığı öfkeli tortuya yakından bakan bu yeni öyküler, ışıklı bahçelere değil karanlık yatak odalarına, yüksek perdeden ses verenlere değil içine konuşanlara, sımsıkı tutunanlara değil tekinsiz boşlukta salınıp duranlara odaklanıyor.