"Sarıbaş diye bir isim takmıştık ona. Çünkü kısa, solmuş sarı renk tüyleri vardı.”
Fred Gipson, ele aldığı bu eşsiz romanında Travis ile köpeği Sarıbaş’ın yegâne dostluğunu konu edinmiştir. Babası para kazanabilmek amacıyla öküzlerini satmak için bir süreliğine Kansas’a gider. Babası giderken evin sorumluluğunu genç Travis’e bırakmıştır. Bu nedenle Travis, annesi ve yaramaz kardeşi Arlis’le kalıp çiftlik işlerinin hepsinin üstesinden gelmek zorundadır.
Mısır yetiştirmek, tarlayı sürmek, domuzları yakalayıp işaretlemek, avlamak gibi bir sürü zor işin yanında bir de aniden ortaya çıkan ve kendilerinin yiyeceklerini çalan iri, sarı bir köpekle didişmek zorunda kalır. Kardeşi Arlis’in sahiplendiği bu hırsız köpekle arasında düşmanca ve nefretle dolu bir ilişki başlasa da bu köpekte başka köpeklere benzemeyen bir şeyler vardı. İşte bu tezatlığın yarattığı serüven dolu macerayı ünlü yazar titizlikle ele almıştır.
Bakalım bu hikâyenin sonunda Travis, Sarıbaş için hâlâ nefret dolu hisler besleyecek mi?
"Sarıbaş diye bir isim takmıştık ona. Çünkü kısa, solmuş sarı renk tüyleri vardı.”
Fred Gipson, ele aldığı bu eşsiz romanında Travis ile köpeği Sarıbaş’ın yegâne dostluğunu konu edinmiştir. Babası para kazanabilmek amacıyla öküzlerini satmak için bir süreliğine Kansas’a gider. Babası giderken evin sorumluluğunu genç Travis’e bırakmıştır. Bu nedenle Travis, annesi ve yaramaz kardeşi Arlis’le kalıp çiftlik işlerinin hepsinin üstesinden gelmek zorundadır.
Mısır yetiştirmek, tarlayı sürmek, domuzları yakalayıp işaretlemek, avlamak gibi bir sürü zor işin yanında bir de aniden ortaya çıkan ve kendilerinin yiyeceklerini çalan iri, sarı bir köpekle didişmek zorunda kalır. Kardeşi Arlis’in sahiplendiği bu hırsız köpekle arasında düşmanca ve nefretle dolu bir ilişki başlasa da bu köpekte başka köpeklere benzemeyen bir şeyler vardı. İşte bu tezatlığın yarattığı serüven dolu macerayı ünlü yazar titizlikle ele almıştır.
Bakalım bu hikâyenin sonunda Travis, Sarıbaş için hâlâ nefret dolu hisler besleyecek mi?