Beni çepeçevre saran kelime dağarcığımın duvarları genişledikçe kendimi daha belirsiz bir dünyada hissediyorum. Bu belirsizliği zaman kavramıyla birleştirdiğimde varlığım da sürekli şekil değiştiriyor. Bir koordinat belirleyip kendimi oraya konumlandıramıyorum. Çünkü bütün bir ömrü kısacık bir zamana sığdırıp anlatmak ne kadar zorsa, bir andan yola çıkarak bütün yaşamımı anlamaya çalışmakta o kadar imkânsız. Zamanın içinde değişip duran benliğimin bu bakımdan özel olduğunu düşünmüyorum. Çünkü insan ruhunun belirli bir şekli yok…
Beni çepeçevre saran kelime dağarcığımın duvarları genişledikçe kendimi daha belirsiz bir dünyada hissediyorum. Bu belirsizliği zaman kavramıyla birleştirdiğimde varlığım da sürekli şekil değiştiriyor. Bir koordinat belirleyip kendimi oraya konumlandıramıyorum. Çünkü bütün bir ömrü kısacık bir zamana sığdırıp anlatmak ne kadar zorsa, bir andan yola çıkarak bütün yaşamımı anlamaya çalışmakta o kadar imkânsız. Zamanın içinde değişip duran benliğimin bu bakımdan özel olduğunu düşünmüyorum. Çünkü insan ruhunun belirli bir şekli yok…