"Ayağının dibindeki su birikintisinden birkaç yudum avucuna doldurup içiyordu ki, desenli bir yılan süzülüp girdi içeri. Derisi renkli pullarla süslenmiş, göz alıcıydı. Kafasını kaldırıp hafifçe tıslayınca kız sıçrayarak düştü yere. Toparlanıp uzaklaşarak duvara sığındı. Yılan suya yaklaştı, bir iki kere içip kıza baktı, onu hareketsiz görünce içmeye devam etti ve dışarı çıkıp gitti. Kız korkuyla titrerken başını ellerinin arasına alıp ağlamaya başladı. Yüzlerce kanat sesi birden mağarayı doldurunca kulaklarını kapattı, başını eğdi, çarpmasın-lar diye dizlerine sarıldı. Mağaranın dibine sinip küçücük kaldı. Bir yarasa sürüsü çığlıklar atarak kanatlarını bir pelerin gibi açıp uçtular. Tavana yapışıp ters şekilde sarkıp bıraktılar kendilerini. Başının üzerinde sayamayacağı kadar çok yarasa sessizliğe bürünmüştü. Burnunu iyice sararak kokuları engellemeye çalıştı; kaderine razı bir şekilde sindiği nemli duvar dibinde göz kapakları ağırlaştı.”
"Ayağının dibindeki su birikintisinden birkaç yudum avucuna doldurup içiyordu ki, desenli bir yılan süzülüp girdi içeri. Derisi renkli pullarla süslenmiş, göz alıcıydı. Kafasını kaldırıp hafifçe tıslayınca kız sıçrayarak düştü yere. Toparlanıp uzaklaşarak duvara sığındı. Yılan suya yaklaştı, bir iki kere içip kıza baktı, onu hareketsiz görünce içmeye devam etti ve dışarı çıkıp gitti. Kız korkuyla titrerken başını ellerinin arasına alıp ağlamaya başladı. Yüzlerce kanat sesi birden mağarayı doldurunca kulaklarını kapattı, başını eğdi, çarpmasın-lar diye dizlerine sarıldı. Mağaranın dibine sinip küçücük kaldı. Bir yarasa sürüsü çığlıklar atarak kanatlarını bir pelerin gibi açıp uçtular. Tavana yapışıp ters şekilde sarkıp bıraktılar kendilerini. Başının üzerinde sayamayacağı kadar çok yarasa sessizliğe bürünmüştü. Burnunu iyice sararak kokuları engellemeye çalıştı; kaderine razı bir şekilde sindiği nemli duvar dibinde göz kapakları ağırlaştı.”