Ağacın gölgelediği kapı önüne geldiğimde giriş
merdivenlerinde yatan, belki de çöpten bulduğu bir
yorganı hem yatak hem örtü olarak kullanan bir oğlan çocuğunu görüyorum. En üst basamakta sırt üstü uzanmış. Açık gözleri sabit bir noktaya dikilmiş ama belli ki görmüyor, evet, evet, görmüyor, sızmışsa bu nasıl bir sızmak Allah’ım. Tepkisiz yatıyor.
Bu bakışları Alsancak’ta yasayan çoğu insan tanır. Görmüyormuş gibi bakan bu gözler ürkütücü, daha doğrusu dehşet vericidir. Yasıyor ama ölmüş gibi bakıyorlar ya, zombi gözleri... Bir süre
korku içinde duraksıyorum. Yaydığı koku bally veya tiner çekmiş olduğunu anlatıyor. Bu çocuklar her ne kadar zavallı olsalar da, zavallı ve çaresiz olduklarından bu maddelerden medet umsalar da, itiraf etmeliyim ki korkunçturlar.
Ağacın gölgelediği kapı önüne geldiğimde giriş
merdivenlerinde yatan, belki de çöpten bulduğu bir
yorganı hem yatak hem örtü olarak kullanan bir oğlan çocuğunu görüyorum. En üst basamakta sırt üstü uzanmış. Açık gözleri sabit bir noktaya dikilmiş ama belli ki görmüyor, evet, evet, görmüyor, sızmışsa bu nasıl bir sızmak Allah’ım. Tepkisiz yatıyor.
Bu bakışları Alsancak’ta yasayan çoğu insan tanır. Görmüyormuş gibi bakan bu gözler ürkütücü, daha doğrusu dehşet vericidir. Yasıyor ama ölmüş gibi bakıyorlar ya, zombi gözleri... Bir süre
korku içinde duraksıyorum. Yaydığı koku bally veya tiner çekmiş olduğunu anlatıyor. Bu çocuklar her ne kadar zavallı olsalar da, zavallı ve çaresiz olduklarından bu maddelerden medet umsalar da, itiraf etmeliyim ki korkunçturlar.