Yazınımızın özgün ve üretken kalemlerinden Hürriyet Yaşar’ın “Satış Çağı” kitabında, piyasanın acımasız dişlileri arasında şaşırmayı unutanların, para uğruna tüm güzellikleri yıkmaya hazırlananların, çocukla çocuk olanların, otoriteye başkaldırmaya cüret edenlerin ve edemeyenlerin öykülerini okuyacaksınız.
“En yakınındakine açılmak isteyince, dudak büktü gün yoldaşı. ’Gizli daha ne kaldı ki sende!’ gülümseyişiydi.
Anlatası kalmadı.
Bir arkadaşını buldu. Gözlerinden bildi gizdeş olmayacağını.
Anlatmadı.
Bir gün, uzak bir yerde yapayalnız dolaşırken, su kıyısında bir kamışlık gördü; gitti, kamışlığa anlattı.
Duramadı… Ertesi gün, o kamışlardan birini kesip kalem yaptı…”
Yazınımızın özgün ve üretken kalemlerinden Hürriyet Yaşar’ın “Satış Çağı” kitabında, piyasanın acımasız dişlileri arasında şaşırmayı unutanların, para uğruna tüm güzellikleri yıkmaya hazırlananların, çocukla çocuk olanların, otoriteye başkaldırmaya cüret edenlerin ve edemeyenlerin öykülerini okuyacaksınız.
“En yakınındakine açılmak isteyince, dudak büktü gün yoldaşı. ’Gizli daha ne kaldı ki sende!’ gülümseyişiydi.
Anlatası kalmadı.
Bir arkadaşını buldu. Gözlerinden bildi gizdeş olmayacağını.
Anlatmadı.
Bir gün, uzak bir yerde yapayalnız dolaşırken, su kıyısında bir kamışlık gördü; gitti, kamışlığa anlattı.
Duramadı… Ertesi gün, o kamışlardan birini kesip kalem yaptı…”