İnsanlık tarihi bir bakıma savaşlar tarihidir. Savaşın yüzü, insana yaşattıkları; değişmeyen bir gerçektir. Savaş, çoğu zaman silahlı bir tarafsızlıktır. Uluslararası ilişkilerin yüzyıllardır devam eden gelişim sürecinde, savaşlar oldukça önemlidir. Günümüzde bile tartışılan savaş kavramı ile ilgili yazılmış en iyi kitaplardan biridir. Bir askerden çok düşünür olduğunu ispatlayan Prusyalı General Clausewitz, Napolyon döneminin en önemli askerî teorisyenleri arasındadır. Eğer Clausetiwz, savaşın en büyük düşünürlerinden biri olarak yerini koruyabilmişse; askerî öğretiler teknisyeni olmaktan daha çok uzlaşmazlıkların akıl yürüteni olmaya borçludur.
Clausewitz, orta dereceli feodal-aristokrat bir aileden geliyordu. Adındaki "Von" sözcüğü onun aristokrat olduğunu gösterir. Devrimci Fransa'nın ordularına karşı atlı asker olarak çarpışmalara katıldı ve ilk askerî tecrübelerini böyle kazandı. Kısa süre sonra Prusya Krallığı kalbinde askerî-siyasi bir Kurmay Subayı olarak görev aldı.
Babası da Prusya ordusunda Subaydı. Clausewitz, ilk savaşa 13 yaşındayken girdi. 38 yaşında Tuğgeneralliğe terfi etti. Aristokrat ailelerden birinin kızıyla evlendi. Askerî yetenekleri sebebiyle Berlin'deki merkezi askerî çevrelere girdi. 1812-1814 yılları arasında Rusya’daydı. Burada da I. Napolyon'un birliklerine karşı savaşlara katıldı.
Napolyon’un sonunu getiren Belçika'daki Waterloo Savaşı'nda önemli rol oynadı.
1818'de tekrar Prusya Savaş Akademisi yöneticiliğine getirildi. Bu görev başındayken öldü.
İnsanlık tarihi bir bakıma savaşlar tarihidir. Savaşın yüzü, insana yaşattıkları; değişmeyen bir gerçektir. Savaş, çoğu zaman silahlı bir tarafsızlıktır. Uluslararası ilişkilerin yüzyıllardır devam eden gelişim sürecinde, savaşlar oldukça önemlidir. Günümüzde bile tartışılan savaş kavramı ile ilgili yazılmış en iyi kitaplardan biridir. Bir askerden çok düşünür olduğunu ispatlayan Prusyalı General Clausewitz, Napolyon döneminin en önemli askerî teorisyenleri arasındadır. Eğer Clausetiwz, savaşın en büyük düşünürlerinden biri olarak yerini koruyabilmişse; askerî öğretiler teknisyeni olmaktan daha çok uzlaşmazlıkların akıl yürüteni olmaya borçludur.
Clausewitz, orta dereceli feodal-aristokrat bir aileden geliyordu. Adındaki "Von" sözcüğü onun aristokrat olduğunu gösterir. Devrimci Fransa'nın ordularına karşı atlı asker olarak çarpışmalara katıldı ve ilk askerî tecrübelerini böyle kazandı. Kısa süre sonra Prusya Krallığı kalbinde askerî-siyasi bir Kurmay Subayı olarak görev aldı.
Babası da Prusya ordusunda Subaydı. Clausewitz, ilk savaşa 13 yaşındayken girdi. 38 yaşında Tuğgeneralliğe terfi etti. Aristokrat ailelerden birinin kızıyla evlendi. Askerî yetenekleri sebebiyle Berlin'deki merkezi askerî çevrelere girdi. 1812-1814 yılları arasında Rusya’daydı. Burada da I. Napolyon'un birliklerine karşı savaşlara katıldı.
Napolyon’un sonunu getiren Belçika'daki Waterloo Savaşı'nda önemli rol oynadı.
1818'de tekrar Prusya Savaş Akademisi yöneticiliğine getirildi. Bu görev başındayken öldü.