Uluslararası hukukta devletlerin meşru müdafaa hakkı, kuvvet kullanma düzeni ile uluslararası ilişkilerde çok önemli ve hassas bir yere sahiptir. Zira, temel gayesi uluslararası barış ve güvenliği sağlamak olan uluslararası hukukta, emredici bir kural olan kuvvet kullanma yasağının istisnası, meşru müdafaa hakkı kapsamında kuvvet kullanılabilmesidir. Kuvvet kullanma yasağı gibi temel bir ilkenin istisnası olması, meşru müdafaa hakkının çeşitli açılardan tartışılması gereğini doğurmaktadır.
Çalışmanın amacı, devletlerin bireysel meşru müdafaa hakkının ve şartlarının değerlendirilmesi ile sınırlarının çizilmesi ve dolayısıyla bu hakkın kötüye kullanılmasının engellenmesine katkıda bulunmaktır. Bu bağlamda, iki bölümden oluşan bu çalışmanın ilk bölümünde, meşru müdafaa hakkının istisnası olduğu kuvvet kullanma yasağı kuralı incelenmiştir. Nitekim, çalışmanın tüm sistematiği, temel kural olan kuvvet kullanma yasağı ile istisna olan meşru müdafaa hakkının bağlantısı temelinde oluşmuştur.
Meşru müdafaa hakkı, öncelikle uluslararası örf-adet hukuku kapsamında incelenen meşru müdafaa hakkı, ardından BM sistemi kapsamında ele alınmıştır. Meşru müdafaa hakkının, hem uluslararası örf-adet hukukunda, hem de BM Antlaşması'n da yer alan şartlarına ve sınırlarına değinilmiş olup, yeri geldikçe Uluslararası Adalet Divanı kararlarına ve değerlendirmelerine de yer verilerek, bilgilerin somutlaştırılmasına çalışılmıştır. Son olarak da BM sisteminin Türk hukukundaki yansıması incelenmiştir. Çalışma kapsamındaki tüm konular ve sorunlar; uluslararası ve ulusal düzenlemeler, uluslararası yargı içtihatları, devlet uygulamaları ve doktrin değerlendirmeleri ışığında değerlendirilmiştir.
Uluslararası hukukta devletlerin meşru müdafaa hakkı, kuvvet kullanma düzeni ile uluslararası ilişkilerde çok önemli ve hassas bir yere sahiptir. Zira, temel gayesi uluslararası barış ve güvenliği sağlamak olan uluslararası hukukta, emredici bir kural olan kuvvet kullanma yasağının istisnası, meşru müdafaa hakkı kapsamında kuvvet kullanılabilmesidir. Kuvvet kullanma yasağı gibi temel bir ilkenin istisnası olması, meşru müdafaa hakkının çeşitli açılardan tartışılması gereğini doğurmaktadır.
Çalışmanın amacı, devletlerin bireysel meşru müdafaa hakkının ve şartlarının değerlendirilmesi ile sınırlarının çizilmesi ve dolayısıyla bu hakkın kötüye kullanılmasının engellenmesine katkıda bulunmaktır. Bu bağlamda, iki bölümden oluşan bu çalışmanın ilk bölümünde, meşru müdafaa hakkının istisnası olduğu kuvvet kullanma yasağı kuralı incelenmiştir. Nitekim, çalışmanın tüm sistematiği, temel kural olan kuvvet kullanma yasağı ile istisna olan meşru müdafaa hakkının bağlantısı temelinde oluşmuştur.
Meşru müdafaa hakkı, öncelikle uluslararası örf-adet hukuku kapsamında incelenen meşru müdafaa hakkı, ardından BM sistemi kapsamında ele alınmıştır. Meşru müdafaa hakkının, hem uluslararası örf-adet hukukunda, hem de BM Antlaşması'n da yer alan şartlarına ve sınırlarına değinilmiş olup, yeri geldikçe Uluslararası Adalet Divanı kararlarına ve değerlendirmelerine de yer verilerek, bilgilerin somutlaştırılmasına çalışılmıştır. Son olarak da BM sisteminin Türk hukukundaki yansıması incelenmiştir. Çalışma kapsamındaki tüm konular ve sorunlar; uluslararası ve ulusal düzenlemeler, uluslararası yargı içtihatları, devlet uygulamaları ve doktrin değerlendirmeleri ışığında değerlendirilmiştir.