“İnsan kalbinde bir nokta-i süveydâ (siyah nokta) vardır. Herhangi bir nefsin isyanı ziyade olsa ruhta olan o noktanın siyahlığı da ziyadeleşerek nihayet tamamen simsiyah olur. Cenab-ı Hakk'ın lütuf kapıları kapanır. Zira ruhun bir tarafı gayb âlemine ve bir tarafı şahâdet âlemine olmak üzere iki tarafı vardır. Her bir feyz ki Cenab-ı Hakk'tan ruha vasıl olur, ruh o feyzi kalbe verir ve kalp de bu feyzi diğer azalara taksim ederek bu feyze münasip azalardan fiiller, yapılan işler, zahir olur. Eğer ruh bütün bütün kararır ise bu feyzin varıp erişeceği yerin kapısı kapanır. Bu ruhun karanlıktan incilâsı (parlaklığı) ancak iman ile hasıl olur. Nitekim İmam Ali Efendimiz hazretleri buyurmuşlardır ki: “İman kalpte bembeyaz bir nokta gibi olan bölümden başlayıp iman ziyade oldukça o bölüm de artıp, çoğalmış olur ve iman ziyadeleştikçe kalpteki bölüm tamamen tecelli edip, görünür hale gelir ve hicâbı (perde, örtü) ortadan kalkıp yok oldukça kalpte ruhani ve gaybî müşahedeler zahir olur.”
“İnsan kalbinde bir nokta-i süveydâ (siyah nokta) vardır. Herhangi bir nefsin isyanı ziyade olsa ruhta olan o noktanın siyahlığı da ziyadeleşerek nihayet tamamen simsiyah olur. Cenab-ı Hakk'ın lütuf kapıları kapanır. Zira ruhun bir tarafı gayb âlemine ve bir tarafı şahâdet âlemine olmak üzere iki tarafı vardır. Her bir feyz ki Cenab-ı Hakk'tan ruha vasıl olur, ruh o feyzi kalbe verir ve kalp de bu feyzi diğer azalara taksim ederek bu feyze münasip azalardan fiiller, yapılan işler, zahir olur. Eğer ruh bütün bütün kararır ise bu feyzin varıp erişeceği yerin kapısı kapanır. Bu ruhun karanlıktan incilâsı (parlaklığı) ancak iman ile hasıl olur. Nitekim İmam Ali Efendimiz hazretleri buyurmuşlardır ki: “İman kalpte bembeyaz bir nokta gibi olan bölümden başlayıp iman ziyade oldukça o bölüm de artıp, çoğalmış olur ve iman ziyadeleştikçe kalpteki bölüm tamamen tecelli edip, görünür hale gelir ve hicâbı (perde, örtü) ortadan kalkıp yok oldukça kalpte ruhani ve gaybî müşahedeler zahir olur.”