1968 ayaklanmasının arifesinde yayımlanan Şehir Hakkı, tek kelimeyle bir manifestodur. Şehir denen gerçeğin artık geçmişte kalmış tarihsel bir olgu olduğunu, uğradığı süregiden dönüşüm içerisinde yeni bir kentsel gerçekliğin ve buna göre yeni bir hümanizmin doğmakta olduğunu müjdelemesiyle, Komünist Manifesto'nun "Katı olan her şey buharlaşıyor..." savsözünün ardındaki diyalektik mantığı akla getirmektedir. Yurt işgaliyle yükselecek ve tüm dünyayı kasıp kavuracak isyan dalgasının fitilini ateşleyen Nanterre Üniversitesi'nde öğrencileriyle birlikte saf tutacak olan Henri Lefebvre'in bu savsözü de, 21. yüzyılın başında gez egenin dört bir yanında tırmanan antikapitalist kent hareketlerinin başlıca sloganlarından biri haline gelecektir.
Kitabın 1972'de yayımlanan bu ikinci cildiyle Lefebvre, ilk ciltte çizdiği çerçeveye derinlik kazandırıyor. Bütün Avrupa'da olduğu gibi şehirlerinde köklü bir mekânsal dönüşümün yaşandığı dönemin Fransası'nda, konuyla ilgili gözlem ve kaygıların dile getirildiği düşünsel bir buluşma noktası olan Espaces et Sociétés dergisindeki yazıları, özellikle "Şehir ve Kentsel"; Lefebvre'in başlı başına bir ideoloji olarak tanımladığı şehircilik karşısında avadanlığının anahtar kavramlarından biri olan "kentsel" sözünü anlamamızı sağlayacak önemli ipuçları içeriyor.
1968 ayaklanmasının arifesinde yayımlanan Şehir Hakkı, tek kelimeyle bir manifestodur. Şehir denen gerçeğin artık geçmişte kalmış tarihsel bir olgu olduğunu, uğradığı süregiden dönüşüm içerisinde yeni bir kentsel gerçekliğin ve buna göre yeni bir hümanizmin doğmakta olduğunu müjdelemesiyle, Komünist Manifesto'nun "Katı olan her şey buharlaşıyor..." savsözünün ardındaki diyalektik mantığı akla getirmektedir. Yurt işgaliyle yükselecek ve tüm dünyayı kasıp kavuracak isyan dalgasının fitilini ateşleyen Nanterre Üniversitesi'nde öğrencileriyle birlikte saf tutacak olan Henri Lefebvre'in bu savsözü de, 21. yüzyılın başında gez egenin dört bir yanında tırmanan antikapitalist kent hareketlerinin başlıca sloganlarından biri haline gelecektir.
Kitabın 1972'de yayımlanan bu ikinci cildiyle Lefebvre, ilk ciltte çizdiği çerçeveye derinlik kazandırıyor. Bütün Avrupa'da olduğu gibi şehirlerinde köklü bir mekânsal dönüşümün yaşandığı dönemin Fransası'nda, konuyla ilgili gözlem ve kaygıların dile getirildiği düşünsel bir buluşma noktası olan Espaces et Sociétés dergisindeki yazıları, özellikle "Şehir ve Kentsel"; Lefebvre'in başlı başına bir ideoloji olarak tanımladığı şehircilik karşısında avadanlığının anahtar kavramlarından biri olan "kentsel" sözünü anlamamızı sağlayacak önemli ipuçları içeriyor.