Şehzade Alaaddin Gaybi Bey Kaygusuz Abdal

Stok Kodu:
9786053428695
Boyut:
16x23.5
Sayfa Sayısı:
400
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%25 indirimli
395,00TL
296,25TL
Taksitli fiyat: 9 x 36,21TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9786053428695
1340900
Şehzade Alaaddin Gaybi Bey Kaygusuz Abdal
Şehzade Alaaddin Gaybi Bey Kaygusuz Abdal
296.25

Kaygusuz Abdal; XIV.yüzyılın sonu ile XV.yüzyılın ilk yarısında yaşayan Alaiye Sancak Beyi, Hüsameddin Bey’in oğludur. An’anaye göre  kendisi, onsekiz yaşında Elmalı’da  Abdal Mûsâ’ya intisap eder, O’na kırk yıl hizmetten sonra  “İcâzet “ de alıp, gönlü cûşâ gelerek “gönlünden” konuşmaya başlamıştır. Daha sonra kırk dervişi ile beraber Hacc’a gider.Döndündükten sonra da Anadolu ve Rumeli’de birçok yerleri dolaşır ve  Elmalı’da 1444’de vefat edip, şeyhi’nin yanında ebedi istirahatgahında yatmaktadır.
  Kaygusuz, Yunus’un da muakkibi olarak, bir ömür boyu”manzum, mensur ve manzum+mensur karışımı” olmak üzere  onyedi eser yazar. O’nun bu eserlerindeki  beyit sayısı da takriben yirmi iki bin civarındadır. Kendisi; bir bey oğlu olması hasebiyle de, döneminin bütün bilim dallarında eğitim-öğretim gödüğü  bilinmektedir.  
 Kaygusuz, Türkçe’yi bütün eserlerinde en iyi bir şekilde kullanmıştır. Hatta o, “Tanrı’yı- Hz.Âdem’i ve Cebrail”i de  aşağıdaki beyitlerde görüldüğü gibi; 
 Türk dilin Tanrı buyurdı Cebrâil
 Türk dilince söylegil dur git digil


 Türk dilince Cebrâil hey dur didi
 Duru- gel Uçmag’un terkin ur didi
“Türkçe konuşturmuş”tur. Çünkü  Türkçe ve Türk milleti o’nun  en önemli bir tutkusudur. O, bu tutkusunu her vesileyle eserlerinde ortaya koymaktan da kaçınmamıştır.
Ahmed Yesevi ve Yunus Emre’den sonra Kaygusuz, gerçek anlamda  Anadolu sahası “Dini-tasavvufi Türk edebiyatı”nın en önemli  “mutasavvıf şâirleri”den biri olmuştur. O, hiçbir lokal grubun malı veya temsilcisi olamaz. Çünkü o, uluslararası bir bilimsel yeteneğe sahip güçlü bir”mutasavvıf şâir”dir. Geçmişte ve günümüzde  bazı lokal gruplar, o’nu kendilerine mal etmek istemişler ise de, onun eserlerindeki muhteva zenginliği,  onların bu dar bohçalarına sığmamıştır. Çünkü onun eserleri; “itikat, ibâdet, ahlak, fen bilimleri, sağlık bilimleri, su ürünleri, yer bilimleri, astronomi,  hukuk, Türklük bilimi,  insan sevgisi, hoşgörü, edebiyat, felsefe”.vb’leri bilim dallarından oldukça geniş bilimsel verilerle dolu bulunmaktadır.
Çünkü Kaygusuz, “Dini-tasavvufi Türk edebiyatsı”nın zengin birikimlerini geniş halk kitlelerine  aktarmakta büyük başarı göstermiştir. İşte bu eser, o’nu bütün yönleriyle tanıtacaktır.

 

Kaygusuz Abdal; XIV.yüzyılın sonu ile XV.yüzyılın ilk yarısında yaşayan Alaiye Sancak Beyi, Hüsameddin Bey’in oğludur. An’anaye göre  kendisi, onsekiz yaşında Elmalı’da  Abdal Mûsâ’ya intisap eder, O’na kırk yıl hizmetten sonra  “İcâzet “ de alıp, gönlü cûşâ gelerek “gönlünden” konuşmaya başlamıştır. Daha sonra kırk dervişi ile beraber Hacc’a gider.Döndündükten sonra da Anadolu ve Rumeli’de birçok yerleri dolaşır ve  Elmalı’da 1444’de vefat edip, şeyhi’nin yanında ebedi istirahatgahında yatmaktadır.
  Kaygusuz, Yunus’un da muakkibi olarak, bir ömür boyu”manzum, mensur ve manzum+mensur karışımı” olmak üzere  onyedi eser yazar. O’nun bu eserlerindeki  beyit sayısı da takriben yirmi iki bin civarındadır. Kendisi; bir bey oğlu olması hasebiyle de, döneminin bütün bilim dallarında eğitim-öğretim gödüğü  bilinmektedir.  
 Kaygusuz, Türkçe’yi bütün eserlerinde en iyi bir şekilde kullanmıştır. Hatta o, “Tanrı’yı- Hz.Âdem’i ve Cebrail”i de  aşağıdaki beyitlerde görüldüğü gibi; 
 Türk dilin Tanrı buyurdı Cebrâil
 Türk dilince söylegil dur git digil


 Türk dilince Cebrâil hey dur didi
 Duru- gel Uçmag’un terkin ur didi
“Türkçe konuşturmuş”tur. Çünkü  Türkçe ve Türk milleti o’nun  en önemli bir tutkusudur. O, bu tutkusunu her vesileyle eserlerinde ortaya koymaktan da kaçınmamıştır.
Ahmed Yesevi ve Yunus Emre’den sonra Kaygusuz, gerçek anlamda  Anadolu sahası “Dini-tasavvufi Türk edebiyatı”nın en önemli  “mutasavvıf şâirleri”den biri olmuştur. O, hiçbir lokal grubun malı veya temsilcisi olamaz. Çünkü o, uluslararası bir bilimsel yeteneğe sahip güçlü bir”mutasavvıf şâir”dir. Geçmişte ve günümüzde  bazı lokal gruplar, o’nu kendilerine mal etmek istemişler ise de, onun eserlerindeki muhteva zenginliği,  onların bu dar bohçalarına sığmamıştır. Çünkü onun eserleri; “itikat, ibâdet, ahlak, fen bilimleri, sağlık bilimleri, su ürünleri, yer bilimleri, astronomi,  hukuk, Türklük bilimi,  insan sevgisi, hoşgörü, edebiyat, felsefe”.vb’leri bilim dallarından oldukça geniş bilimsel verilerle dolu bulunmaktadır.
Çünkü Kaygusuz, “Dini-tasavvufi Türk edebiyatsı”nın zengin birikimlerini geniş halk kitlelerine  aktarmakta büyük başarı göstermiştir. İşte bu eser, o’nu bütün yönleriyle tanıtacaktır.

 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat