Sen Benim Kaderimsin

Stok Kodu:
9786051962931
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
399
Basım Tarihi:
2019
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%15 indirimli
320,00TL
272,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 33,24TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786051962931
1203599
Sen Benim Kaderimsin
Sen Benim Kaderimsin
272.00

Sevgili okuyucularım…

İnsanoğlunun doğup dünyaya gözlerini açmasından ve nefes almasından, hayatının sona erinceye kadar geçen süre içinde yaşadığı bir ömrü vardır.

Kader, kısmet alın yazısı… Birbirini tamamlayarak hemen hemen aynı manada birleşen bu kelimeler ve sözcük, yaşantımızda önemli yer tutar. Yaşadığımız birçok olayları ve şahit olduğumuz durumları buna bağlarız. Bu genelde böyledir. 

Saygı değer okuyucularım, bu romanda acı bir hayatın yanında, ağlayan bir ömür vardır. Kaderinin vurdukça vurduğu, annesi ve iki kardeşinden ibaret olan ailesiyle birlikte bu darbelere karşı direnen romanımızın kahramanı Esat Kayacan’ı tanıyacaksınız. Ve de ona, hiç de önemli bir sebep olmadan yüz çevirip ihanet ederek terk eden, bir hastalık derecesinde, kara sevda ile bağlandığı diğer kahramanımız Hicran Saran’ı… Adı, dert, sıkıntı anlamına gelen ve birçok duygulu, hüzünlü şarkılarda anılan Hicran’ı okuyacaksınız. Çocukluk arkadaşı ve sonradan aşkı olan, en çok sevdiği erkek arkadaşının kız kardeşini…(Esat’ın acı hayatı, babasını elim bir trafik kazasında kaybettikten sonra ve Hukuk fakültesi 3’ncü sınıfta iken başlar.)

İşte geçen yıllar ve inanılmaz tesadüfler, bu iki aşığı bir birlerinden ne kadar uzak durmak istedilerse de yine bir yerde karşılaştırıyor. Hem de defalarca… Evet, ne kadar kaçsalar da. Sanki bilerek ve önceden tasarlanmış gibi… Ama alakası yok. İkisi de başka birileri ile evlenmelerine ve de ikisinin de çocukları olmasına rağmen kaderleri bir türlü yakalarını bırakmıyor. Dönüyorlar, dolaşıyorlar yine yüreklerinde yanan sevginin, aşkın içinde buluyorlar kendilerini. Ne kadar mücadele etseler de başarılı olamıyorlar.

Nihayetinde anlıyorlar ve inanıyorlar ki, birbirlerinin kaderi ve alın yazısıdırlar. Belki Tanrı’da böyle istiyor olmalıydı.

Sevgi ve saygılarımla.

Sevgili okuyucularım…

İnsanoğlunun doğup dünyaya gözlerini açmasından ve nefes almasından, hayatının sona erinceye kadar geçen süre içinde yaşadığı bir ömrü vardır.

Kader, kısmet alın yazısı… Birbirini tamamlayarak hemen hemen aynı manada birleşen bu kelimeler ve sözcük, yaşantımızda önemli yer tutar. Yaşadığımız birçok olayları ve şahit olduğumuz durumları buna bağlarız. Bu genelde böyledir. 

Saygı değer okuyucularım, bu romanda acı bir hayatın yanında, ağlayan bir ömür vardır. Kaderinin vurdukça vurduğu, annesi ve iki kardeşinden ibaret olan ailesiyle birlikte bu darbelere karşı direnen romanımızın kahramanı Esat Kayacan’ı tanıyacaksınız. Ve de ona, hiç de önemli bir sebep olmadan yüz çevirip ihanet ederek terk eden, bir hastalık derecesinde, kara sevda ile bağlandığı diğer kahramanımız Hicran Saran’ı… Adı, dert, sıkıntı anlamına gelen ve birçok duygulu, hüzünlü şarkılarda anılan Hicran’ı okuyacaksınız. Çocukluk arkadaşı ve sonradan aşkı olan, en çok sevdiği erkek arkadaşının kız kardeşini…(Esat’ın acı hayatı, babasını elim bir trafik kazasında kaybettikten sonra ve Hukuk fakültesi 3’ncü sınıfta iken başlar.)

İşte geçen yıllar ve inanılmaz tesadüfler, bu iki aşığı bir birlerinden ne kadar uzak durmak istedilerse de yine bir yerde karşılaştırıyor. Hem de defalarca… Evet, ne kadar kaçsalar da. Sanki bilerek ve önceden tasarlanmış gibi… Ama alakası yok. İkisi de başka birileri ile evlenmelerine ve de ikisinin de çocukları olmasına rağmen kaderleri bir türlü yakalarını bırakmıyor. Dönüyorlar, dolaşıyorlar yine yüreklerinde yanan sevginin, aşkın içinde buluyorlar kendilerini. Ne kadar mücadele etseler de başarılı olamıyorlar.

Nihayetinde anlıyorlar ve inanıyorlar ki, birbirlerinin kaderi ve alın yazısıdırlar. Belki Tanrı’da böyle istiyor olmalıydı.

Sevgi ve saygılarımla.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat