Alis Harikalar Diyarında'ya "SEN de OKU" dokunuşu…
Her yeni kitabıyla okurlarının kalbindeki yerini sağlamlaştıran ödüllü yazar Güzin Öztürk, tüm zamanların en çok sevilen çocuk klasiklerinden biri olan Alis Harikalar Diyarında'yı, yenilikçi kalemiyle bu kez Alis'in gözünden anlatıyor.
Özenli ve titiz bir çalışmanın meyvesi olarak "SEN de OKU Klasikler" koleksiyonundaki yerini alan bu eşsiz eser, Türkçenin doğal söyleyiş özelliklerine özen gösteren ahenkli diliyle hâlihazırda raflarda yer alan pek çok Alis uyarlamasından farklılaşıyor.
Matematik, mantık, fotoğraf gibi farklı alanlarda birçok meziyeti bulunan İngiliz yazar Lewis Carroll'ın izinden yürüyerek geçmişle gelecek arasında edebiyat köprüleri kuran Öztürk, hicivden beslenen alegorik bir anlatımla, okurlarını düşler âlemine doğru fantastik bir yolculuğa çıkarıyor.
"Eyvah! Yandım! Çok geç kalacağım!" diyen telaşlı bir tavşanın peşine takılıp onun girdiği delikten atlayan meraklı Alis, kendini çoook derin bir kuyudan aşağı düşerken bulur. Ayna içinde aynalardan geçip dünyanın öbür ucundan çıkacağını tahmin ederken; minicik kapılardan geçebilecek kadar küçülüp evlere sığamayacak kadar büyüyeceği acayip bir dünyada olduğunu keşfeder. İnanılmaz bir büyüleyiciliğin hâkim olduğu bu harikalar diyarı Alis'i, çılgın bir çay partisine katılacağı ya da iskambil kâğıtlarından muhafızlar tarafından kovalanacağı sıra dışı bir serüvenin içine sürükler. Alis, bir yandan inanılmaz olaylara tanıklık ederken bir yandan da Tavsiyeci Tırtıl'dan sürekli sırıtan Çeşır Kedisi'ne, havalı Şapkacı'dan koca kafalı Kraliçe'ye, birbirinden ilginç karakterlerle karşılaşır...
Sanatın hemen her alanında kendine yer bulan hatta bir popüler kültür unsuruna dönüşmeyi başaran Alis Harikalar Diyarında'nın bu yeniden anlatımı, Alis'le ilk kez tanışan çocukların ya da kalbi her daim Alis'le birlikte atan çocuk ruhluların düşlerini sonsuzluğa taşıyor.
Gerçekle düşün kesiştiği noktada kendine hayalî bir kaçış alanı yaratan Alis'in hissettirdiği duygular, Zeynep Özatalay'ın sinematografik bir durulukta resmettiği çizimleriyle âdeta gözlerde canlanıyor.
Alis Harikalar Diyarında'ya "SEN de OKU" dokunuşu…
Her yeni kitabıyla okurlarının kalbindeki yerini sağlamlaştıran ödüllü yazar Güzin Öztürk, tüm zamanların en çok sevilen çocuk klasiklerinden biri olan Alis Harikalar Diyarında'yı, yenilikçi kalemiyle bu kez Alis'in gözünden anlatıyor.
Özenli ve titiz bir çalışmanın meyvesi olarak "SEN de OKU Klasikler" koleksiyonundaki yerini alan bu eşsiz eser, Türkçenin doğal söyleyiş özelliklerine özen gösteren ahenkli diliyle hâlihazırda raflarda yer alan pek çok Alis uyarlamasından farklılaşıyor.
Matematik, mantık, fotoğraf gibi farklı alanlarda birçok meziyeti bulunan İngiliz yazar Lewis Carroll'ın izinden yürüyerek geçmişle gelecek arasında edebiyat köprüleri kuran Öztürk, hicivden beslenen alegorik bir anlatımla, okurlarını düşler âlemine doğru fantastik bir yolculuğa çıkarıyor.
"Eyvah! Yandım! Çok geç kalacağım!" diyen telaşlı bir tavşanın peşine takılıp onun girdiği delikten atlayan meraklı Alis, kendini çoook derin bir kuyudan aşağı düşerken bulur. Ayna içinde aynalardan geçip dünyanın öbür ucundan çıkacağını tahmin ederken; minicik kapılardan geçebilecek kadar küçülüp evlere sığamayacak kadar büyüyeceği acayip bir dünyada olduğunu keşfeder. İnanılmaz bir büyüleyiciliğin hâkim olduğu bu harikalar diyarı Alis'i, çılgın bir çay partisine katılacağı ya da iskambil kâğıtlarından muhafızlar tarafından kovalanacağı sıra dışı bir serüvenin içine sürükler. Alis, bir yandan inanılmaz olaylara tanıklık ederken bir yandan da Tavsiyeci Tırtıl'dan sürekli sırıtan Çeşır Kedisi'ne, havalı Şapkacı'dan koca kafalı Kraliçe'ye, birbirinden ilginç karakterlerle karşılaşır...
Sanatın hemen her alanında kendine yer bulan hatta bir popüler kültür unsuruna dönüşmeyi başaran Alis Harikalar Diyarında'nın bu yeniden anlatımı, Alis'le ilk kez tanışan çocukların ya da kalbi her daim Alis'le birlikte atan çocuk ruhluların düşlerini sonsuzluğa taşıyor.
Gerçekle düşün kesiştiği noktada kendine hayalî bir kaçış alanı yaratan Alis'in hissettirdiği duygular, Zeynep Özatalay'ın sinematografik bir durulukta resmettiği çizimleriyle âdeta gözlerde canlanıyor.