Çoğu zaman bir yazarın yaşam öyküsünü okurken yapıtlarının hikâyesini okuruz adeta. Ama bazen başyapıt haline getirilmiş yaşam öyküleriyle de karşılaşırız. Hüzünleri, sevinçleri, acı ve yıkımlarıyla, mücadelesiyle destansı bir yaşamdır karşımızdaki... Tıpkı elimizdeki kitapta olduğu gibi... Mehmed Uzun ve Muhsin Kızılkaya... 90'lı yılların başlarında yolları İstanbul'da kesişen iki genç yazar. Önce arkadaş, sonra yazar-çevirmen, daha sonra hısım akraba... Modern Kürt romanının yaratıcısı Mehmed Uzun'un sürgünde, İsveçte, memleket hasreti içinde yazdığı Kürtçe romanları, Muhsin Kızılkaya İstanbul'da Türkçeye çevirdi. Çok kısa bir süre içinde büyülü bir okur kitlesi yarattılar. Muhsin Kızılkaya, Mehmed Uzun'la yaşadığı bu "uzun" on beş yılın hikâyesini, hayatı eşliğinde, son derece sanatlı bir üslup ve biçimle kaleme aldı. Roman tadında bir kitapla, hazine değerindeki bu anıları gün ışığına çıkardı.
Çoğu zaman bir yazarın yaşam öyküsünü okurken yapıtlarının hikâyesini okuruz adeta. Ama bazen başyapıt haline getirilmiş yaşam öyküleriyle de karşılaşırız. Hüzünleri, sevinçleri, acı ve yıkımlarıyla, mücadelesiyle destansı bir yaşamdır karşımızdaki... Tıpkı elimizdeki kitapta olduğu gibi... Mehmed Uzun ve Muhsin Kızılkaya... 90'lı yılların başlarında yolları İstanbul'da kesişen iki genç yazar. Önce arkadaş, sonra yazar-çevirmen, daha sonra hısım akraba... Modern Kürt romanının yaratıcısı Mehmed Uzun'un sürgünde, İsveçte, memleket hasreti içinde yazdığı Kürtçe romanları, Muhsin Kızılkaya İstanbul'da Türkçeye çevirdi. Çok kısa bir süre içinde büyülü bir okur kitlesi yarattılar. Muhsin Kızılkaya, Mehmed Uzun'la yaşadığı bu "uzun" on beş yılın hikâyesini, hayatı eşliğinde, son derece sanatlı bir üslup ve biçimle kaleme aldı. Roman tadında bir kitapla, hazine değerindeki bu anıları gün ışığına çıkardı.