Quid est boni viri? Praebere se fato. Grande solacium est cum universo rapi; quicquid est quod nos sic vivere, sic mori iussit, eadem necessitate et deos alligat. Irrevocabilis humana pariter ac divina cursus vehit.
O halde iyi insana düşen görev nedir? Kendini kadere sunmak. Bütüne karışıp gitmek büyük tesellidir; bizim böyle yaşamamızı, böyle ölmemizi emreden her neyse, buna tanrılar da aynı zorunlulukla bağlıdır. Değişmez bir akış insanı da, tanrıları da katar önüne.
İS 65 yılında İmparator Nero’nun emriyle intihar ederek yaşama veda eden Romalı düşünür Seneca’nın De Providentia’sı (Tanrısal Öngörü) talih, kader ve tanrısal öngörü gibi Stoa felsefesine ilişkin belli başlı kavramların irdelendiği en önemli metinlerden biridir. Hitabet sanatının incelikleriyle örülü üslubuyla klasik bir edebiyat metni olmasının yanı sıra içeriğinin Stoacı ahlak ilkeleriyle döşeli oluşu, tanrı ve insan ilişkilerinin ayrıntılı olarak sorgulanması, iyi ve kötü değerlerinin açık ve seçik ifadelerle aydınlatılması, yaşam ve ölüm kavramlarına yaklaşımı açısından değerlendirildiğinde, Roma’dan günümüze kalan örnek bir ahlak felsefesi metni özelliği kazanır. İnsan zihni evreni, tanrıyı, insanı, iyiliği, kötülüğü, doğayı, kaderi, talihi, talihsizliği, sabretmeyi, yaşamı, ölümü sorguladıkça, satırlarında edebiyatla felsefeyi buluşturan De Providentia samimi diliyle sonsuza değin ışık tutacaktır ona.
Quid est boni viri? Praebere se fato. Grande solacium est cum universo rapi; quicquid est quod nos sic vivere, sic mori iussit, eadem necessitate et deos alligat. Irrevocabilis humana pariter ac divina cursus vehit.
O halde iyi insana düşen görev nedir? Kendini kadere sunmak. Bütüne karışıp gitmek büyük tesellidir; bizim böyle yaşamamızı, böyle ölmemizi emreden her neyse, buna tanrılar da aynı zorunlulukla bağlıdır. Değişmez bir akış insanı da, tanrıları da katar önüne.
İS 65 yılında İmparator Nero’nun emriyle intihar ederek yaşama veda eden Romalı düşünür Seneca’nın De Providentia’sı (Tanrısal Öngörü) talih, kader ve tanrısal öngörü gibi Stoa felsefesine ilişkin belli başlı kavramların irdelendiği en önemli metinlerden biridir. Hitabet sanatının incelikleriyle örülü üslubuyla klasik bir edebiyat metni olmasının yanı sıra içeriğinin Stoacı ahlak ilkeleriyle döşeli oluşu, tanrı ve insan ilişkilerinin ayrıntılı olarak sorgulanması, iyi ve kötü değerlerinin açık ve seçik ifadelerle aydınlatılması, yaşam ve ölüm kavramlarına yaklaşımı açısından değerlendirildiğinde, Roma’dan günümüze kalan örnek bir ahlak felsefesi metni özelliği kazanır. İnsan zihni evreni, tanrıyı, insanı, iyiliği, kötülüğü, doğayı, kaderi, talihi, talihsizliği, sabretmeyi, yaşamı, ölümü sorguladıkça, satırlarında edebiyatla felsefeyi buluşturan De Providentia samimi diliyle sonsuza değin ışık tutacaktır ona.