Ah, ah, ah... Zavallı Kaplancık bir gün ormandan zar zor döner. Öyle hastadır ki, adım atacak hâli yoktur. Ayıcık çok üzülür bu duruma ama Göreceksin, seni hemen iyileştireceğim, diyerek kolları sıvar. Önce ağrıyan yerlerini sarar Kaplancık'ın, sonra Ördek Teyze'yi diğer dostları çağırır Kaplancık'a moral vermek için. Daha sonra da, hep birlikte hastaneye giderler.
Hastanede Kaplancık'ın röntgeni çekilir, ilaçları verilir. Ama Kaplancık'ı asıl iyileştiren nedir acaba?
İşte bu sorunun cevabı, okuyacağınız öyküde saklı!
Kaplancık nazlıdır son günlerde, çünkü hastalanmıştır. Ayıcık ve diğer hayvan dostları onu iyileştirmek için seferber olur. Hastane, doktor, ameliyat pek de sevimli sözcükler değil. Yazarın üslubuyla her şey o kadar doğallaşır ki 'korku, naz' sözcükleri bilinçaltında eriyip gider.
Figen Dayıcık, Türkçe Öğretmeni
Ah, ah, ah... Zavallı Kaplancık bir gün ormandan zar zor döner. Öyle hastadır ki, adım atacak hâli yoktur. Ayıcık çok üzülür bu duruma ama Göreceksin, seni hemen iyileştireceğim, diyerek kolları sıvar. Önce ağrıyan yerlerini sarar Kaplancık'ın, sonra Ördek Teyze'yi diğer dostları çağırır Kaplancık'a moral vermek için. Daha sonra da, hep birlikte hastaneye giderler.
Hastanede Kaplancık'ın röntgeni çekilir, ilaçları verilir. Ama Kaplancık'ı asıl iyileştiren nedir acaba?
İşte bu sorunun cevabı, okuyacağınız öyküde saklı!
Kaplancık nazlıdır son günlerde, çünkü hastalanmıştır. Ayıcık ve diğer hayvan dostları onu iyileştirmek için seferber olur. Hastane, doktor, ameliyat pek de sevimli sözcükler değil. Yazarın üslubuyla her şey o kadar doğallaşır ki 'korku, naz' sözcükleri bilinçaltında eriyip gider.
Figen Dayıcık, Türkçe Öğretmeni