Senin Yolculuğun
Osmanlı Monarşisinden Türkiye Cumhuriyetime
Yıl 1881.
Osmanlı İmparatorluğu 581 yaşında.
Otuz Dördüncü Osmanlı padişahı II. Abdülhamit beş yıldır tahtta ve çökmekte olan imparatorluğu Yıldız Sarayı’ndan koyu bir istibdatla yönetiyor.
Alacaklı Avrupa devletleri İstanbul’da Düyun-u Umumiye’yi kurup Osmanlı ekonomisine el koymuşlar.
O, çökmekte olan bir imparatorluğun henüz sınırları içinde yer alan Selanik’te mavi gözlerini dünyaya açtı.
Yolculuğu başlamıştı. Çok zor, çok engebeli, çok meşakkatli olacaktı; ama o umudunu hiçbir zaman yitirmeyecekti. Selanik-Manastır-istanbul-Şam-Trablusgarp-Sofya-Çanakkale-Halep…
Samsun-Havza-Amasya-Erzurum-Sivas.. .ANKARA…
Otuz altıncı ve son Osmanlı padişahı VI. Mehmet Vahdettin “Bu millet bir sürüdür, başlarına bir çoban lazım!” diyordu.
MUSTAFA KEMAL PAŞA “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
TBMM’nin üstünde bir güç yoktur.” diyordu.
Bağımsızlık ve özgürlük onun karakteriydi.
Sözünü tuttu.
Monarşi’den Cumhuriyet’e doğru sağlam ve emin adımlarla yolculuğunu sürdürdü. Kurtuluşu ve Kuruluşu gerçekleştirdi.
Kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni çok güvendiği Türk gençliğine armağan etti.
Senin Yolculuğun
Osmanlı Monarşisinden Türkiye Cumhuriyetime
Yıl 1881.
Osmanlı İmparatorluğu 581 yaşında.
Otuz Dördüncü Osmanlı padişahı II. Abdülhamit beş yıldır tahtta ve çökmekte olan imparatorluğu Yıldız Sarayı’ndan koyu bir istibdatla yönetiyor.
Alacaklı Avrupa devletleri İstanbul’da Düyun-u Umumiye’yi kurup Osmanlı ekonomisine el koymuşlar.
O, çökmekte olan bir imparatorluğun henüz sınırları içinde yer alan Selanik’te mavi gözlerini dünyaya açtı.
Yolculuğu başlamıştı. Çok zor, çok engebeli, çok meşakkatli olacaktı; ama o umudunu hiçbir zaman yitirmeyecekti. Selanik-Manastır-istanbul-Şam-Trablusgarp-Sofya-Çanakkale-Halep…
Samsun-Havza-Amasya-Erzurum-Sivas.. .ANKARA…
Otuz altıncı ve son Osmanlı padişahı VI. Mehmet Vahdettin “Bu millet bir sürüdür, başlarına bir çoban lazım!” diyordu.
MUSTAFA KEMAL PAŞA “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
TBMM’nin üstünde bir güç yoktur.” diyordu.
Bağımsızlık ve özgürlük onun karakteriydi.
Sözünü tuttu.
Monarşi’den Cumhuriyet’e doğru sağlam ve emin adımlarla yolculuğunu sürdürdü. Kurtuluşu ve Kuruluşu gerçekleştirdi.
Kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni çok güvendiği Türk gençliğine armağan etti.
