Sergüzeşt, Samipaşazade Sezai’nin acıklı bir aşk hikâyesi üzerinden kölelik ve özgürlük konularını işlediği romanıdır. Yazar bu eserinde, kölelik kurumunu, Osmanlı burjuvazisini ve insanın kendisinin değil ait olduğu sosyal sınıfın önemsenmesini eleştirerek, insanların eşit olduğu fikrini savunur. Psikolojik analiz, mekân anlatımı ve betimleme açısından güçlü bir roman olan Sergüzeşt, Tanzimat dönemi edebiyatında romantizmden realizme geçişin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir.
"Yıldızlar karanlık içinde parladığı gibi, fakirlik ve sefalet içinde de saflık ve ulvilikle parlayan ruhlar yok mudur? Bir kalp sevmek için mutlak servete, asalete mi muhtaçtır? Bence, en doğru ikbal, ruhun göründüğü iki güzel göz; en büyük servet, kalbin duygularını gösteren gül renginde dudaklardan akseden tebessümdür. Güzellikten büyük asalet, kalp saflığından büyük servet mi olur?"
Sergüzeşt, Samipaşazade Sezai’nin acıklı bir aşk hikâyesi üzerinden kölelik ve özgürlük konularını işlediği romanıdır. Yazar bu eserinde, kölelik kurumunu, Osmanlı burjuvazisini ve insanın kendisinin değil ait olduğu sosyal sınıfın önemsenmesini eleştirerek, insanların eşit olduğu fikrini savunur. Psikolojik analiz, mekân anlatımı ve betimleme açısından güçlü bir roman olan Sergüzeşt, Tanzimat dönemi edebiyatında romantizmden realizme geçişin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir.
"Yıldızlar karanlık içinde parladığı gibi, fakirlik ve sefalet içinde de saflık ve ulvilikle parlayan ruhlar yok mudur? Bir kalp sevmek için mutlak servete, asalete mi muhtaçtır? Bence, en doğru ikbal, ruhun göründüğü iki güzel göz; en büyük servet, kalbin duygularını gösteren gül renginde dudaklardan akseden tebessümdür. Güzellikten büyük asalet, kalp saflığından büyük servet mi olur?"