
“Serlerin Kaybı”nı okurken kendi 'Ser'inizi' (Aklınızı) kaybetmemek için mukayyet olun. 1990'lı yılların Türkiye'sinde geçen, bir bölümü Almanya'ya uzanan hikâye'yi okurken nabzınız yükselecek, kalp atışlarınız doruğa ulaşacak. Belirsizliklerle dolu dönemler nasıl ki kargaşalara gebe ise, farklı yörelerde yaşayan insanlar da coğrafyanın kaderine gebedir. “Serlerin Kaybı”nı okurken bazen bir anarşistin yanında koşarken polisin nefesini ensenizde duyacak, bir çocuğun yaşadığı azap dolu acıyı çekecek, bir cinayeti planlayacak, bazen Almanya'nın ara sokaklarına düşerek barları turlayacak, uyuşturucu satacak, bir NAZİ ile karşılaşacak, bir seri katil tarafından kaçırılacak, falakada işkence görecek, her karakterin heyecanını yüreğinizin diplerinde hissedeceksiniz. Mamafih, birbirini tanımayan ve kilometrelerce uzakta yaşayan bu insanların ortak noktası nedir?
“Serlerin Kaybı”, mükemmel ötesi bir kurgu, yüksek dozda heyecan ve polisiye/gerilim türünde Türk romancılığına yeni kapılar açıyor.
Murat Demir - Eğitimci – Yazar – Antropolog
Yaşadığımız coğrafya kaderimiz midir yoksa üzerimizde zar atan biri/birileri mi var?
“Serlerin Kaybı”nı okurken yüreğim kıpır kıpırdı ve son sayfasını sabırsızlıkla çektim. Birbirinden farklı onca karakterin hayatına girdim, hissettim, yazgılarını paylaşarak adeta yanlarında yürüdüm. Yazar, dilimize kement vurmadan, kelimeleri yumuşatmadan, zamanın gerçeklerini çarpıtmadan mükemmel bir romanın nasıl ortaya konacağını gözler önüne seriyor. Her yeni bölümde, “Tamam, bunun sonu şöyle veya böyle olacak”, derken, okuyucunun algılarıyla oynayarak ters köşe yatırılıyoruz.
“Serlerin Kaybı”, muhteşem kurgusu, akıl almaz hikâyesi, doruklarda gezen heyecanı ve basit olduğu kadar çok çok başarılı üslubu ile roman severlerin gözbebeği olacak. Ülkemizde, gerilim/polisye/seri katil romancılığın bu denli ilerlemiş oluşu gurur verici.
Tayfur Göçmenoğlu
Yazar – Gazeteci
“Serlerin Kaybı”nı okurken kendi 'Ser'inizi' (Aklınızı) kaybetmemek için mukayyet olun. 1990'lı yılların Türkiye'sinde geçen, bir bölümü Almanya'ya uzanan hikâye'yi okurken nabzınız yükselecek, kalp atışlarınız doruğa ulaşacak. Belirsizliklerle dolu dönemler nasıl ki kargaşalara gebe ise, farklı yörelerde yaşayan insanlar da coğrafyanın kaderine gebedir. “Serlerin Kaybı”nı okurken bazen bir anarşistin yanında koşarken polisin nefesini ensenizde duyacak, bir çocuğun yaşadığı azap dolu acıyı çekecek, bir cinayeti planlayacak, bazen Almanya'nın ara sokaklarına düşerek barları turlayacak, uyuşturucu satacak, bir NAZİ ile karşılaşacak, bir seri katil tarafından kaçırılacak, falakada işkence görecek, her karakterin heyecanını yüreğinizin diplerinde hissedeceksiniz. Mamafih, birbirini tanımayan ve kilometrelerce uzakta yaşayan bu insanların ortak noktası nedir?
“Serlerin Kaybı”, mükemmel ötesi bir kurgu, yüksek dozda heyecan ve polisiye/gerilim türünde Türk romancılığına yeni kapılar açıyor.
Murat Demir - Eğitimci – Yazar – Antropolog
Yaşadığımız coğrafya kaderimiz midir yoksa üzerimizde zar atan biri/birileri mi var?
“Serlerin Kaybı”nı okurken yüreğim kıpır kıpırdı ve son sayfasını sabırsızlıkla çektim. Birbirinden farklı onca karakterin hayatına girdim, hissettim, yazgılarını paylaşarak adeta yanlarında yürüdüm. Yazar, dilimize kement vurmadan, kelimeleri yumuşatmadan, zamanın gerçeklerini çarpıtmadan mükemmel bir romanın nasıl ortaya konacağını gözler önüne seriyor. Her yeni bölümde, “Tamam, bunun sonu şöyle veya böyle olacak”, derken, okuyucunun algılarıyla oynayarak ters köşe yatırılıyoruz.
“Serlerin Kaybı”, muhteşem kurgusu, akıl almaz hikâyesi, doruklarda gezen heyecanı ve basit olduğu kadar çok çok başarılı üslubu ile roman severlerin gözbebeği olacak. Ülkemizde, gerilim/polisye/seri katil romancılığın bu denli ilerlemiş oluşu gurur verici.
Tayfur Göçmenoğlu
Yazar – Gazeteci