Ekonomi teorisini uygulamaya koyanlar yaygın olarak kapitalizmi kapalı, bağımsız bir sistem olarak analiz etme eğilimindedir. Bu, mantık çerçevesinde savunulabilecek bir eğilim değildir ve ayrıca, kapitalizmin tarihine dair de yanıltıcı bir resim çizer. Elinizdeki kitabın amacı, bu kuramsal bakış açısına karşı çıkmaktır. Burada şu savı savunuyoruz: Kapitalizm, kendi tarihsel kaynağı olan, etkileşime girdiği ve amaçları çerçevesinde değiştirdiği kapitalizm öncesi bağlama her daim yerleşik kalmış ve bilfiil varoluşu ve yayılışı da bu etkileşime bağlı olmuştur.
Kitabın ilk beş bölümü, kabul gören bu teoriye odaklanıp ona yönelik eleştirileri sunarak metropolde bağımsız ve kapalı bir kapitalizmin mantıken imkânsız olduğunu ileri sürüyor. Daha sonraki bölümlerdeyse kapitalizmin kendinden önceki bağlamı ihtiyaçlarına göre şekillendirirken kullandığı ve kullanmaya hâlâ devam ettiği bazı yöntemleri tartışıyoruz. Bu, kapitalizmin tarihine yönelik alışılmış okumadan çok daha farklı bir okuma sağlıyor. Tarihi bu şekilde okumayı mümkün kılan özgün kuramsal bakış açımızdır, ama bunun kapitalist sistemin her bir meselesini içeren kapsamlı bir açıklama girişimi anlamına gelmesini de istemiyoruz.
İnsanlığı özgürleştirmek için kapitalizmin yıkılması ancak teorik olarak kapitalizmin işleyişinin ölümcül mantığı açığa çıkarılırsa ve insan özgürlüğünün elde edilmesi için kapitalizmin yıkılması gerektiği gözler önüne serilirse söz konusu olur. Elbette bazı dönemler bu amaç için diğerlerinden daha uygundur, ancak bu, ilerici ve gerici aşamalar arasında ayrım olduğunu önermekle aynı şey değildir. Bizim argümanımız, şu anki dönemin sosyalizm için uygun olduğudur, çünkü kapitalizm henüz şu anki çıkmazından kurtulmanın yolunu bulamamış gibi görünmektedir. Aynı zamanda bu çıkmaza yakalandığı için dünyanın dört bir yanında faşist güçleri harekete geçirmektedir. Bu faşizm, 1930’ların ve 1940’lar başının tekerrürü olmayacaktır, ama tekinsiz olduğu kesindir, çünkü kalıcıdır. Başka bir deyişle, savaşlara ve ölüm kamplarına tanıklık etmeyecek olsak da toplum uzun süreli bir faşistleşme dönemine girecektir ve insanlığı bir tek sosyalizm kurtarabilir.
Eğer sol, günümüz küreselleşmesi karşısındaki kararsızlığının üstesinden gelmezse ve neoliberal düzenden kopmaya, neoliberalizmi aşmaya ve sosyalizme giden yolu yürümeye yönelik gündemiyle emekçi halkı harekete geçirmezse, insanlık kriz ve faşizmin batağından uzun bir süre daha çıkamayacaktır.
Utsa Patnaik - Prabhat Patnaik
Ekonomi teorisini uygulamaya koyanlar yaygın olarak kapitalizmi kapalı, bağımsız bir sistem olarak analiz etme eğilimindedir. Bu, mantık çerçevesinde savunulabilecek bir eğilim değildir ve ayrıca, kapitalizmin tarihine dair de yanıltıcı bir resim çizer. Elinizdeki kitabın amacı, bu kuramsal bakış açısına karşı çıkmaktır. Burada şu savı savunuyoruz: Kapitalizm, kendi tarihsel kaynağı olan, etkileşime girdiği ve amaçları çerçevesinde değiştirdiği kapitalizm öncesi bağlama her daim yerleşik kalmış ve bilfiil varoluşu ve yayılışı da bu etkileşime bağlı olmuştur.
Kitabın ilk beş bölümü, kabul gören bu teoriye odaklanıp ona yönelik eleştirileri sunarak metropolde bağımsız ve kapalı bir kapitalizmin mantıken imkânsız olduğunu ileri sürüyor. Daha sonraki bölümlerdeyse kapitalizmin kendinden önceki bağlamı ihtiyaçlarına göre şekillendirirken kullandığı ve kullanmaya hâlâ devam ettiği bazı yöntemleri tartışıyoruz. Bu, kapitalizmin tarihine yönelik alışılmış okumadan çok daha farklı bir okuma sağlıyor. Tarihi bu şekilde okumayı mümkün kılan özgün kuramsal bakış açımızdır, ama bunun kapitalist sistemin her bir meselesini içeren kapsamlı bir açıklama girişimi anlamına gelmesini de istemiyoruz.
İnsanlığı özgürleştirmek için kapitalizmin yıkılması ancak teorik olarak kapitalizmin işleyişinin ölümcül mantığı açığa çıkarılırsa ve insan özgürlüğünün elde edilmesi için kapitalizmin yıkılması gerektiği gözler önüne serilirse söz konusu olur. Elbette bazı dönemler bu amaç için diğerlerinden daha uygundur, ancak bu, ilerici ve gerici aşamalar arasında ayrım olduğunu önermekle aynı şey değildir. Bizim argümanımız, şu anki dönemin sosyalizm için uygun olduğudur, çünkü kapitalizm henüz şu anki çıkmazından kurtulmanın yolunu bulamamış gibi görünmektedir. Aynı zamanda bu çıkmaza yakalandığı için dünyanın dört bir yanında faşist güçleri harekete geçirmektedir. Bu faşizm, 1930’ların ve 1940’lar başının tekerrürü olmayacaktır, ama tekinsiz olduğu kesindir, çünkü kalıcıdır. Başka bir deyişle, savaşlara ve ölüm kamplarına tanıklık etmeyecek olsak da toplum uzun süreli bir faşistleşme dönemine girecektir ve insanlığı bir tek sosyalizm kurtarabilir.
Eğer sol, günümüz küreselleşmesi karşısındaki kararsızlığının üstesinden gelmezse ve neoliberal düzenden kopmaya, neoliberalizmi aşmaya ve sosyalizme giden yolu yürümeye yönelik gündemiyle emekçi halkı harekete geçirmezse, insanlık kriz ve faşizmin batağından uzun bir süre daha çıkamayacaktır.
Utsa Patnaik - Prabhat Patnaik