Sessizliği Dinlerken

Stok Kodu:
9786054209613
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
208
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%30 indirimli
240,00TL
168,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 20,53TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786054209613
902149
Sessizliği Dinlerken
Sessizliği Dinlerken
168.00

Zihin, yaşanılanları gerek kaleminden dökülen sözcüklerle, gerekse hançeresinden çıkan seslerle ya da sözcüklerle anlatıma dökme kıvranışı içindedir. Bu gereksinme aynı zamanda “Homo Erectus”un dış çevrede karşılaştıklarını anlamlandırma çabasıdır. Ayağa kalkan ilk insanın yeryüzünde karşılaştığı olgular, biçimler, birer anlama kavuşmadan kavramlar edinilemeyeceğinden belleğe atılacak bir bilgi birikimi sağlanamayacaktır.

Ama insan, varlık olarak, bir yeryüzü yaratığı olarak bu kürede karşılaştığı canlılığı kucaklamak niyetindedir. Bu istek, kimi zaman aşırı bir tutkuya dönüşerek, yeryüzü canlı ya da cansız tüm kaynaklarının edinilmesi; dahası bir mutlu azınlığın daha da varsıllaşması için saldırganca yok edilmesi tutkusuna dönüşebiliyor. İşte o koşullar, kaba güç kullanma tutkusu baskın çıktığında, savaşların gittikçe yerküreyi çepeçevre kuşattığını izleriz hep.

Ziya Gürel, aynı yerkürenin bellek kaydına eğilirken sanat dillerinin her birindeki olanakları bir bilinç oluşturmak amacıyla bu kez sözcükleri kullanarak öyküler anlatmaya girişiyor. Bu tahkiye girişiminde, yazarın, ne yaptığı; ne de yapamadığı resim ve yontudan söz açtığına tanık olacak; öyküleri okudukça, “toplum mimarı”, adı verilen uzmanlar elinde insanlığın nasıl yönlendirildiğini göreceksiniz.

Yapay gerçekliğin yaygınlaştığı; imge yönetimiyle hangi gerçekliği yaşamayı kestiremeyip, olmadık olguların peşine takıldığımız bir zaman kesitinin ortasında kalakaldık. Elinizdeki anlatılarda uzunca bir yakın geçmiş ele alınıyor.

Zihin, yaşanılanları gerek kaleminden dökülen sözcüklerle, gerekse hançeresinden çıkan seslerle ya da sözcüklerle anlatıma dökme kıvranışı içindedir. Bu gereksinme aynı zamanda “Homo Erectus”un dış çevrede karşılaştıklarını anlamlandırma çabasıdır. Ayağa kalkan ilk insanın yeryüzünde karşılaştığı olgular, biçimler, birer anlama kavuşmadan kavramlar edinilemeyeceğinden belleğe atılacak bir bilgi birikimi sağlanamayacaktır.

Ama insan, varlık olarak, bir yeryüzü yaratığı olarak bu kürede karşılaştığı canlılığı kucaklamak niyetindedir. Bu istek, kimi zaman aşırı bir tutkuya dönüşerek, yeryüzü canlı ya da cansız tüm kaynaklarının edinilmesi; dahası bir mutlu azınlığın daha da varsıllaşması için saldırganca yok edilmesi tutkusuna dönüşebiliyor. İşte o koşullar, kaba güç kullanma tutkusu baskın çıktığında, savaşların gittikçe yerküreyi çepeçevre kuşattığını izleriz hep.

Ziya Gürel, aynı yerkürenin bellek kaydına eğilirken sanat dillerinin her birindeki olanakları bir bilinç oluşturmak amacıyla bu kez sözcükleri kullanarak öyküler anlatmaya girişiyor. Bu tahkiye girişiminde, yazarın, ne yaptığı; ne de yapamadığı resim ve yontudan söz açtığına tanık olacak; öyküleri okudukça, “toplum mimarı”, adı verilen uzmanlar elinde insanlığın nasıl yönlendirildiğini göreceksiniz.

Yapay gerçekliğin yaygınlaştığı; imge yönetimiyle hangi gerçekliği yaşamayı kestiremeyip, olmadık olguların peşine takıldığımız bir zaman kesitinin ortasında kalakaldık. Elinizdeki anlatılarda uzunca bir yakın geçmiş ele alınıyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat