Sessizlik

Stok Kodu:
9786050955255
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
200
Baskı:
5
Basım Tarihi:
2023-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%14 indirimli
190,00TL
163,40TL
Taksitli fiyat: 9 x 19,97TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9786050955255
1074342
Sessizlik
Sessizlik
163.40

Engin Akyürek’in Sessizlik adlı öykü kitabı okuru; insanların birbirlerini gözünün içine bakarak tanıdığı, konuşarak dokunduğu, dertleşerek anlaştığı yıllara götürüyor. Çocukların hala çocuk olduğu, boş arazi görünce topu alıp koştuğu, komşuların teklifsizce birbirlerinin kapısını çaldığı, bayramların hep birlikte kutlandığı, mutlulukların acıların paylaşıldığı… Aşkların like’lara kurban gitmediği, sessizliğin ayrılık anlamına geldiğinin bilindiği yıllara.

Arsızlığı aramızdaki ilişkinin zamansal yolculuğuyla ilgili değildi. Arsız olduğu zamanlar gözlerini bana diker, benimle dalgasını geçip kedilik görevlerini asla yerine getirmezdi. Kedinin görevleri mi olur, demeyin. Hani kendini iki sevdirir, yalandan mauvv der, oyun icabı da olsa suçluluk duygusu yaratır ya, ondan diyorum...

Dünyanın en güzel aşk sahnesini çekiyorduk. Kolumdaki hesap makineli saatime bakarak “Pardon! Saatiniz kaç?” demişti. Saatim 8.15’i gösteriyordu. Zamanın çeyrekliğinin bir lüzumu yoktu. Yirmi geçelerde inecekti zaten. Sesini içimin kayıt cihazı hafızasına almıştı. Bütün seslerde artık onunda notası olacaktı.

Elimdeki kömür parçalarına bakıp kardan adamımla konuşur gibi: “Anne iyi adamlar hep güzel mi gülerler?”

“Nerden çıktı şimdi bu, kim söyledi bunu sana?”

“Kim söyleyecek: Kardan adamım.”

Engin Akyürek’in Sessizlik adlı öykü kitabı okuru; insanların birbirlerini gözünün içine bakarak tanıdığı, konuşarak dokunduğu, dertleşerek anlaştığı yıllara götürüyor. Çocukların hala çocuk olduğu, boş arazi görünce topu alıp koştuğu, komşuların teklifsizce birbirlerinin kapısını çaldığı, bayramların hep birlikte kutlandığı, mutlulukların acıların paylaşıldığı… Aşkların like’lara kurban gitmediği, sessizliğin ayrılık anlamına geldiğinin bilindiği yıllara.

Arsızlığı aramızdaki ilişkinin zamansal yolculuğuyla ilgili değildi. Arsız olduğu zamanlar gözlerini bana diker, benimle dalgasını geçip kedilik görevlerini asla yerine getirmezdi. Kedinin görevleri mi olur, demeyin. Hani kendini iki sevdirir, yalandan mauvv der, oyun icabı da olsa suçluluk duygusu yaratır ya, ondan diyorum...

Dünyanın en güzel aşk sahnesini çekiyorduk. Kolumdaki hesap makineli saatime bakarak “Pardon! Saatiniz kaç?” demişti. Saatim 8.15’i gösteriyordu. Zamanın çeyrekliğinin bir lüzumu yoktu. Yirmi geçelerde inecekti zaten. Sesini içimin kayıt cihazı hafızasına almıştı. Bütün seslerde artık onunda notası olacaktı.

Elimdeki kömür parçalarına bakıp kardan adamımla konuşur gibi: “Anne iyi adamlar hep güzel mi gülerler?”

“Nerden çıktı şimdi bu, kim söyledi bunu sana?”

“Kim söyleyecek: Kardan adamım.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat