Sevdam Ürktü

Stok Kodu:
9789750408908
Boyut:
13.5x21.5
Sayfa Sayısı:
120
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%15 indirimli
125,00TL
106,25TL
Taksitli fiyat: 9 x 12,99TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9789750408908
1235586
Sevdam Ürktü
Sevdam Ürktü
106.25

Dursun Akçam, Sevdam Ürktü'de yer alan öykülerinde, Federal Almanya'daki Türk işçilerinin, özellikle de 12 Eylül sonrası siyasî göçmenlerin yaşamına ironik bir dille odaklanıyor.

Aydın sorumluluğu, kadın-erkek ilişkileri, cinsellik, aşk, sevgi, yalnızlık, gurbet gibi temaları ele alırken; farklı kültürlerin çatışmasını, yabancılaşmayı ve bunlardan doğan, gündelik hayatın içindeki traji-komik durumları öyküleştiriyor.

Gelgelelim, zaman uzadıkça benim entelliğim su koyuveriyordu bir uçtan. Gül'ün eleştirileri yoğunlaşmıştı. Zevksiz giyiniyordum. Gömlek, kravat, ceket arasında uyum olmuyordu. Çok dalgınım. Birlikte yürürken yanımda bir hanım olduğunu unutuyordum, ya ileri gidiyordum ya geri kalıyordum!... Yemeklerde de çatalı, kaşığı sağlı sollu birbirine karıştırıyordum... Oysa ben çok özenle giyiniyor, özenle davranıyordum. Eskiye göre iki dirhem bir çekirdek entel olmuştum. Ortada bir başka neden olmalıydı?... Uzun sürmedi, baklayı ağzından çıkardı bir gün. El altından erkundiğ yaptırmış, bilgi toplamıştı. Ben düpedüz tehlikeli bir politikacıydım. Bazılarına göre de, Allah korusun, terörist! Ama Gül, söylentilere yüzde yüz inanmıyordu. Entel olmayan kişiler, entel olanların ardından sürekli dedikodular üretirlerdi. Kendisi için de yaparlardı bunu!... Ancak "azılı" değilsem eğer, hangi gerekçe ile politik sığınma istemiştim?... Türkiye Cumhurbaşkanına, "Sana alışamadım, seni sevmiyorum" demiş olmamı inandırıcı bulmuyordu. Bir entele yakışmayan saçma sapan

Dursun Akçam, Sevdam Ürktü'de yer alan öykülerinde, Federal Almanya'daki Türk işçilerinin, özellikle de 12 Eylül sonrası siyasî göçmenlerin yaşamına ironik bir dille odaklanıyor.

Aydın sorumluluğu, kadın-erkek ilişkileri, cinsellik, aşk, sevgi, yalnızlık, gurbet gibi temaları ele alırken; farklı kültürlerin çatışmasını, yabancılaşmayı ve bunlardan doğan, gündelik hayatın içindeki traji-komik durumları öyküleştiriyor.

Gelgelelim, zaman uzadıkça benim entelliğim su koyuveriyordu bir uçtan. Gül'ün eleştirileri yoğunlaşmıştı. Zevksiz giyiniyordum. Gömlek, kravat, ceket arasında uyum olmuyordu. Çok dalgınım. Birlikte yürürken yanımda bir hanım olduğunu unutuyordum, ya ileri gidiyordum ya geri kalıyordum!... Yemeklerde de çatalı, kaşığı sağlı sollu birbirine karıştırıyordum... Oysa ben çok özenle giyiniyor, özenle davranıyordum. Eskiye göre iki dirhem bir çekirdek entel olmuştum. Ortada bir başka neden olmalıydı?... Uzun sürmedi, baklayı ağzından çıkardı bir gün. El altından erkundiğ yaptırmış, bilgi toplamıştı. Ben düpedüz tehlikeli bir politikacıydım. Bazılarına göre de, Allah korusun, terörist! Ama Gül, söylentilere yüzde yüz inanmıyordu. Entel olmayan kişiler, entel olanların ardından sürekli dedikodular üretirlerdi. Kendisi için de yaparlardı bunu!... Ancak "azılı" değilsem eğer, hangi gerekçe ile politik sığınma istemiştim?... Türkiye Cumhurbaşkanına, "Sana alışamadım, seni sevmiyorum" demiş olmamı inandırıcı bulmuyordu. Bir entele yakışmayan saçma sapan

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat