Paul Ricœur'ün sevgi ve adalet arasındaki gerilimli ilişkinin izini sürdüğü konferanslarını bir araya getiren Sevgi ve Adalet, felsefe ile teolojinin kesiştiği sahada yepyeni patikalar açıyor. Kutsal metinlerde adalet arayışının neden sevgi temasından ayrılmadığı sorusunun peşine düşen Ricœur, kişinin komşusuna dönük bireysel sevgisiyle toplumsal adalet arayışı arasındaki uçurumun anlamı üzerine düşünmeye davet ediyor okurunu.
Edebiyat eleştirmeni kimliğiyle kutsal metinlerdeki simgeleri çözümleyen, filozof kimliğiyle ise toplumsal yaşamda etiğin yerini sorgulayan Ricœur, iki perspektifin ufuk noktasında yeni bir yaklaşım icat ediyor. Sevgi ve adalet ilişkisinin açmazlarını birbirinin ışığında görünür kılarken, iki kavramın dikiş izlerinde yeni bir imkân arayışına giriyor.
Paul Ricœur'ün sevgi ve adalet arasındaki gerilimli ilişkinin izini sürdüğü konferanslarını bir araya getiren Sevgi ve Adalet, felsefe ile teolojinin kesiştiği sahada yepyeni patikalar açıyor. Kutsal metinlerde adalet arayışının neden sevgi temasından ayrılmadığı sorusunun peşine düşen Ricœur, kişinin komşusuna dönük bireysel sevgisiyle toplumsal adalet arayışı arasındaki uçurumun anlamı üzerine düşünmeye davet ediyor okurunu.
Edebiyat eleştirmeni kimliğiyle kutsal metinlerdeki simgeleri çözümleyen, filozof kimliğiyle ise toplumsal yaşamda etiğin yerini sorgulayan Ricœur, iki perspektifin ufuk noktasında yeni bir yaklaşım icat ediyor. Sevgi ve adalet ilişkisinin açmazlarını birbirinin ışığında görünür kılarken, iki kavramın dikiş izlerinde yeni bir imkân arayışına giriyor.