Sevince

Stok Kodu:
9786052096345
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
208
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%30 indirimli
160,00TL
112,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 13,69TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786052096345
1094888
Sevince
Sevince
112.00

Keskin gözlü bir gemi kaptanı gibi dimdik durup ufka sabitleyince gözlerini, ona kavuşmaktan başka yol kalmıyor gemiye. En azgın dal­gaları aşıp ilerliyorsun sonra, tek düşündüğün sevdiğin. İnsan sevince her şey bambaşka oluyor.

Gençlik yıllarımda en büyük hayalim gazeteci olmaktı. Bir gün isteğim yerine geldi, bir tatlı meltem gelip beni aldı, götürdü…

Bir an için kafasını kaldırıp bana baktığını fark ettiğimde adamın yemyeşil gözleriyle karşılaştım. Tanımadığım biriydi, daha önce hiç gör­mediğim kadar güzel gözleri vardı ve hiç beklemediğim bir anda çıkmıştı karşıma.

Kendimi bulutların üzerinde gibi hissediyordum, o kısacık an öylesine uzun gelmişti ki bana, gözlerimi ayıramıyordum. İçinde kaybo­lup gittiğim o yeşil gözlere bakarken hissettiklerim gerçek olamayacak kadar güzeldi. Gözlerinden çıkan yeşil bir ışık gelip beni sarmalıyor, ha­vaya kaldırıyor, alıp ona götürüyordu. Ya da bana öyle geliyordu, bilm­iyorum ama beni çok etkilediği kesindi. Daha şaşkınlığımı üzerimden atamamıştım ki bana doğru eğilerek,
“Günaydın” dedi.

Nefesim kesilecek gibi oldu, kalbim çok hızlı atıyordu. O an hisset­tiklerimi, heyecanımı anlayacak diye çok korkuyor ama yine de kendime gelemiyordum. Çekinerek, “Günaydın” diye karşılık vererek elimde kalan fotoğraf makinemi nihayet boynuma geçirebildim. Adam merdivenlerden çıkmaya devam ederken ben de gazeteden dışarı çıkıyordum ama aklım onda takılıp kalmıştı,

“Acaba kimdi? Ben niye görmemiştim?”

Yemyeşil gözlü, uzun boylu, oldukça yakışıklıydı. Elvis Presley, Göksel Arsoy yoksa Tanju Okan'a mı benziyordu? Ya da hepsinin karışımı mıydı bu adam, bilmiyordum. Çarpılmıştım işte...

Keskin gözlü bir gemi kaptanı gibi dimdik durup ufka sabitleyince gözlerini, ona kavuşmaktan başka yol kalmıyor gemiye. En azgın dal­gaları aşıp ilerliyorsun sonra, tek düşündüğün sevdiğin. İnsan sevince her şey bambaşka oluyor.

Gençlik yıllarımda en büyük hayalim gazeteci olmaktı. Bir gün isteğim yerine geldi, bir tatlı meltem gelip beni aldı, götürdü…

Bir an için kafasını kaldırıp bana baktığını fark ettiğimde adamın yemyeşil gözleriyle karşılaştım. Tanımadığım biriydi, daha önce hiç gör­mediğim kadar güzel gözleri vardı ve hiç beklemediğim bir anda çıkmıştı karşıma.

Kendimi bulutların üzerinde gibi hissediyordum, o kısacık an öylesine uzun gelmişti ki bana, gözlerimi ayıramıyordum. İçinde kaybo­lup gittiğim o yeşil gözlere bakarken hissettiklerim gerçek olamayacak kadar güzeldi. Gözlerinden çıkan yeşil bir ışık gelip beni sarmalıyor, ha­vaya kaldırıyor, alıp ona götürüyordu. Ya da bana öyle geliyordu, bilm­iyorum ama beni çok etkilediği kesindi. Daha şaşkınlığımı üzerimden atamamıştım ki bana doğru eğilerek,
“Günaydın” dedi.

Nefesim kesilecek gibi oldu, kalbim çok hızlı atıyordu. O an hisset­tiklerimi, heyecanımı anlayacak diye çok korkuyor ama yine de kendime gelemiyordum. Çekinerek, “Günaydın” diye karşılık vererek elimde kalan fotoğraf makinemi nihayet boynuma geçirebildim. Adam merdivenlerden çıkmaya devam ederken ben de gazeteden dışarı çıkıyordum ama aklım onda takılıp kalmıştı,

“Acaba kimdi? Ben niye görmemiştim?”

Yemyeşil gözlü, uzun boylu, oldukça yakışıklıydı. Elvis Presley, Göksel Arsoy yoksa Tanju Okan'a mı benziyordu? Ya da hepsinin karışımı mıydı bu adam, bilmiyordum. Çarpılmıştım işte...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat