Kur’an’daki anlatıma göre İblis/Şeytan, insanın kaderinde çok önemli bir unsurdur. Çünkü o, insanın çetin imtihanında saptırıcı, ayartıcı bir rol istemiş, Allah (c.c.)’da buna müsaade etmiştir. Nitekim ilk olarak Âdem (as) ve eşinin cennetten kovulmasına vesile olmuştur. İlahi müsaadenin süresi kıyamet gününde dolduğu için İblis/Şeytan ve zürriyeti halen iş başındadır. Bu yüzden, insan kadim düşmanına karşı her daim tetikte olmalı, onun şerrinden ve hilelerinden Allah’a sığınmalıdır.
“De ki, Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından Sana sığınırım. Rabbim! Yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım.” (Mü’minun, 97-98)
Şeytanı iyi tanımalı, günlük yaşamımızda onun yaptığı hileleleri fark edebilmeli ve bu daimi düşmanla sürekli mücadele etmeliyiz. Şu anda elinizde tuttuğunuz eser yüce Allah'ın izniyle size şeytanın tüm sırlarını anlatacak! Şeytanın tüm hilelerini bilin ki, ona karşı kendinizi savunabilesiniz..
“Şüphesiz, (gerçek) kullarım üzerinde senin hiçbir hakimiyetin olmayacaktır. Vekil olarak Rabbin yeter!” (İsra, 65)
Kur’an’daki anlatıma göre İblis/Şeytan, insanın kaderinde çok önemli bir unsurdur. Çünkü o, insanın çetin imtihanında saptırıcı, ayartıcı bir rol istemiş, Allah (c.c.)’da buna müsaade etmiştir. Nitekim ilk olarak Âdem (as) ve eşinin cennetten kovulmasına vesile olmuştur. İlahi müsaadenin süresi kıyamet gününde dolduğu için İblis/Şeytan ve zürriyeti halen iş başındadır. Bu yüzden, insan kadim düşmanına karşı her daim tetikte olmalı, onun şerrinden ve hilelerinden Allah’a sığınmalıdır.
“De ki, Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından Sana sığınırım. Rabbim! Yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım.” (Mü’minun, 97-98)
Şeytanı iyi tanımalı, günlük yaşamımızda onun yaptığı hileleleri fark edebilmeli ve bu daimi düşmanla sürekli mücadele etmeliyiz. Şu anda elinizde tuttuğunuz eser yüce Allah'ın izniyle size şeytanın tüm sırlarını anlatacak! Şeytanın tüm hilelerini bilin ki, ona karşı kendinizi savunabilesiniz..
“Şüphesiz, (gerçek) kullarım üzerinde senin hiçbir hakimiyetin olmayacaktır. Vekil olarak Rabbin yeter!” (İsra, 65)