Okuyucular, Roma İmparatorluğu’nun o günlerdeki varoluş biçimiyle, bütünleşmiş ve birleşmiş tek bir hükümet yönetimi altında olduğunu düşünmemelidir. Diğer taraftan, İmparatorluk her yönüyle birbirinden oldukça farklı, pek çok ayrı dil konuşulan ve çok çeşitli gelenek ve yasaları olan geniş bir uluslar yığınıydı. Yine de hepsi az ya da çok büyük merkezi bir güce bağımlıydı ve onunla ilişki içerisindeydi. Bu ülkelerin bir kısmı vilayetti ve Roma makamlarınca atanmış, gönderilmiş görevliler tarafından yönetilmekteydi. Bu yöneticiler vilayetlerinin vergilerini toplama ve ayrıca pek çok önemli konuda doğrudan hukuki idareye başkanlık etme yetkisine de sahipti. Bundan dolayı, yöneticilerin merkezi yönetime ödediklerinden daha fazla para toplayarak, mahkemede zengin kişilerin lehine olmak kaydıyla rüşvet alarak, yönetimdeyken kendilerine bir servet yapmak için bolca olanakları vardı. Bu yüzden zengin ve refah içindeki vilayetler, Roma’daki makam sevdalıları arasında büyük rekabet konusu oluyordu. En önde gelen adamlar bu atamaları elde edecek ve vilayetlerinde servet yapmak için yeteri kadar kaldıktan sonra Roma’ya geri dönecek, ardından da bu servetleri burada daha yüksek görevler almak uğruna entrikalara ve dalaverelere harcayacaklardı.
Okuyucular, Roma İmparatorluğu’nun o günlerdeki varoluş biçimiyle, bütünleşmiş ve birleşmiş tek bir hükümet yönetimi altında olduğunu düşünmemelidir. Diğer taraftan, İmparatorluk her yönüyle birbirinden oldukça farklı, pek çok ayrı dil konuşulan ve çok çeşitli gelenek ve yasaları olan geniş bir uluslar yığınıydı. Yine de hepsi az ya da çok büyük merkezi bir güce bağımlıydı ve onunla ilişki içerisindeydi. Bu ülkelerin bir kısmı vilayetti ve Roma makamlarınca atanmış, gönderilmiş görevliler tarafından yönetilmekteydi. Bu yöneticiler vilayetlerinin vergilerini toplama ve ayrıca pek çok önemli konuda doğrudan hukuki idareye başkanlık etme yetkisine de sahipti. Bundan dolayı, yöneticilerin merkezi yönetime ödediklerinden daha fazla para toplayarak, mahkemede zengin kişilerin lehine olmak kaydıyla rüşvet alarak, yönetimdeyken kendilerine bir servet yapmak için bolca olanakları vardı. Bu yüzden zengin ve refah içindeki vilayetler, Roma’daki makam sevdalıları arasında büyük rekabet konusu oluyordu. En önde gelen adamlar bu atamaları elde edecek ve vilayetlerinde servet yapmak için yeteri kadar kaldıktan sonra Roma’ya geri dönecek, ardından da bu servetleri burada daha yüksek görevler almak uğruna entrikalara ve dalaverelere harcayacaklardı.