Bu kitabımda Ahmed el-Kâtib’in şüphelerine yanıt vermeye çalıştım. Yazar, İmam Mehdî’nin (a.s.) doğumunu ve gaybetini inkâr ederek bunları Dört Nâib’in zihinlerin ürünü saymış ve Hz. Peygamber’den (s.a.a.) sonraki On İki İmam’a delalet eden hadisleri reddederek On İki İmam inancının üçüncü asırda mevcut olmadığını, bunun dördüncü asırda ve sonrasında doğduğunu iddia etmiştir. İlaveten Rasûlullah’tan (s.a.a.) sonraki İmamlar için vasiyet ve nassın varlığını inkâr etmiş ve bu inancı da Abdullah b. Sebe’ye nispet etmiştir.
Bu ve benzeri şüpheler her ne kadar Zeydiyye, Mutezile ve Ehl-i Sünnet’in şüphelerinin tekrarı idiyse ve âlimlerimiz bunlar aleyhinde yüzlerce kitap yazmış olsalar da, daha önce bahsettiğimiz üzere tüm çabam şüphelere özetle cevap vererek hakikati, arayıcılarının önüne sermektir; zira herkesin kalın ve ayrıntılı kitaplara başvuracak vakti yoktur.
Bu kitabımda Ahmed el-Kâtib’in şüphelerine yanıt vermeye çalıştım. Yazar, İmam Mehdî’nin (a.s.) doğumunu ve gaybetini inkâr ederek bunları Dört Nâib’in zihinlerin ürünü saymış ve Hz. Peygamber’den (s.a.a.) sonraki On İki İmam’a delalet eden hadisleri reddederek On İki İmam inancının üçüncü asırda mevcut olmadığını, bunun dördüncü asırda ve sonrasında doğduğunu iddia etmiştir. İlaveten Rasûlullah’tan (s.a.a.) sonraki İmamlar için vasiyet ve nassın varlığını inkâr etmiş ve bu inancı da Abdullah b. Sebe’ye nispet etmiştir.
Bu ve benzeri şüpheler her ne kadar Zeydiyye, Mutezile ve Ehl-i Sünnet’in şüphelerinin tekrarı idiyse ve âlimlerimiz bunlar aleyhinde yüzlerce kitap yazmış olsalar da, daha önce bahsettiğimiz üzere tüm çabam şüphelere özetle cevap vererek hakikati, arayıcılarının önüne sermektir; zira herkesin kalın ve ayrıntılı kitaplara başvuracak vakti yoktur.