"Her şey yazıldığı gibi okunuyor, aslında yaşandığı gibi okumak gerek.
Herkesin ne çok anısı vardır. Bir anın anısı olur mu demeyin. Olur. Böyle baktığınızda her insanın trilyonlarca anısının olduğunu düşünebilirsiniz. Öyledir zaten.
İşyeri, grev, politik, işsizlik, sokak, kedi, park, ayrılık, buluşma, kent, otobüs, durak, yolculuk, askerlik, evlilik, çocukluk, okul, hapishane, kavga, kaçaklık, tatil, birini bekleme, özleme, ihanete uğrama, aldatılma, kazıklanma anıları, kısacası hayatta ne varsa, kim ne yaşanmışsa her biri bir anıdır. Kimi bir saniyelik kimi saatlik, günlük, aylık; kimi ömürlük olabilir insanın hayatında. Bazıları duygularınıza, bazıları teninize değer geçer, bazıları yaşadıkça kanayabilir. Böyleleri ancak siz ölünce ölür. Yazılmışsa; hikâyelerde, şiirlerde, romanlarda varlığını sürdürür, uyarı olur başkalarına. Şiirler, hikâyeler, romanlar bu nedenle yazılır zaten; bütün gelecek zamanlarda bireyi korumak için yazılır."
"Her şey yazıldığı gibi okunuyor, aslında yaşandığı gibi okumak gerek.
Herkesin ne çok anısı vardır. Bir anın anısı olur mu demeyin. Olur. Böyle baktığınızda her insanın trilyonlarca anısının olduğunu düşünebilirsiniz. Öyledir zaten.
İşyeri, grev, politik, işsizlik, sokak, kedi, park, ayrılık, buluşma, kent, otobüs, durak, yolculuk, askerlik, evlilik, çocukluk, okul, hapishane, kavga, kaçaklık, tatil, birini bekleme, özleme, ihanete uğrama, aldatılma, kazıklanma anıları, kısacası hayatta ne varsa, kim ne yaşanmışsa her biri bir anıdır. Kimi bir saniyelik kimi saatlik, günlük, aylık; kimi ömürlük olabilir insanın hayatında. Bazıları duygularınıza, bazıları teninize değer geçer, bazıları yaşadıkça kanayabilir. Böyleleri ancak siz ölünce ölür. Yazılmışsa; hikâyelerde, şiirlerde, romanlarda varlığını sürdürür, uyarı olur başkalarına. Şiirler, hikâyeler, romanlar bu nedenle yazılır zaten; bütün gelecek zamanlarda bireyi korumak için yazılır."