Ev ile doğa arasında bir sarkaç. İkisini de incitmekten çekiniyor. Dil ile rüya arasında bir sarkaç. İnsan ruhunun bütün derinlerini saygıyla güneşe çıkarıyor. Bir kültür insanı. Şiir yazan bir düşünür. Alaysamayla trajik olanın çarmıhına çekiyor; önce kendini, sonra hepimizi. Huzursuz. Iyi ki… “Biz buraya yersiz olalım diye geldik.” Yeri var.
Toplumla bireyin bıçak ağzı. Sakin olsa daha iyi yazar mıydı, sanmıyorum. “Her şey yüktür / sözcüklerden başka yükü olmayana / yürürsün bir zaman / seni büyüten kırlara doğru iyi bak // Annenin sevincinde kan var.” Yunus’tan ve Nâzım’dan aldığı yükü –bağışı demeli aslında- geleceğe taşıyacak bir avuç şairden birisi. Şeref Bilsel demek yeterliydi, uzattım.
Şükrü Erbaş
Ev ile doğa arasında bir sarkaç. İkisini de incitmekten çekiniyor. Dil ile rüya arasında bir sarkaç. İnsan ruhunun bütün derinlerini saygıyla güneşe çıkarıyor. Bir kültür insanı. Şiir yazan bir düşünür. Alaysamayla trajik olanın çarmıhına çekiyor; önce kendini, sonra hepimizi. Huzursuz. Iyi ki… “Biz buraya yersiz olalım diye geldik.” Yeri var.
Toplumla bireyin bıçak ağzı. Sakin olsa daha iyi yazar mıydı, sanmıyorum. “Her şey yüktür / sözcüklerden başka yükü olmayana / yürürsün bir zaman / seni büyüten kırlara doğru iyi bak // Annenin sevincinde kan var.” Yunus’tan ve Nâzım’dan aldığı yükü –bağışı demeli aslında- geleceğe taşıyacak bir avuç şairden birisi. Şeref Bilsel demek yeterliydi, uzattım.
Şükrü Erbaş