Ulaşılamamış meyvelerde kalsın hep aklın
Başlangıç için iyidir
Ama bilmelisin
Her zaman birileri vardı
Değme sözün uzanamayacağı
Uçlarda gezen
Zafer Demir
Dostoyevski, duruma dikkat kesilmeniz ve karakteri hiç unutmamanız için, “Bitti!” dediğiniz yerde ‘işi’ bitirmez, sizi alır, insan ruhunun hiç tanımadığınız derinliklerine doğru sürükler. (…) Sizinle kedinin fareyle oynadığı gibi oynar, roman boyunca çevrenizde sürekli dolanıp durur ve bıçağını hiç beklemediğiniz bir anda kalbinizin tam ortasına saplar. Şöyle öğüt verir Dostoyevski okurlarına: “Mekânın ve zamanın üstünden atlayın, hayatın ve aklın bütün yasalarının üstünden ve sadece yüreğinizin sesinin emrettiği yerde durun.” (…) Stefan Zweig’e göre; Dostoyevski, hem dindar kişilerin en güçlüsüdür, hem de tanrıtanımazların en gözü pek olanıdır. O, kendisine her zaman azap verdiğini söylediği Tanrı’ya bağlanmışlara da, onu inkâr edenlere de aynı oranda yakınlık duymuş, ama kendisi hayatı boyunca hep Araf’ta yaşamıştır.
Ulaşılamamış meyvelerde kalsın hep aklın
Başlangıç için iyidir
Ama bilmelisin
Her zaman birileri vardı
Değme sözün uzanamayacağı
Uçlarda gezen
Zafer Demir
Dostoyevski, duruma dikkat kesilmeniz ve karakteri hiç unutmamanız için, “Bitti!” dediğiniz yerde ‘işi’ bitirmez, sizi alır, insan ruhunun hiç tanımadığınız derinliklerine doğru sürükler. (…) Sizinle kedinin fareyle oynadığı gibi oynar, roman boyunca çevrenizde sürekli dolanıp durur ve bıçağını hiç beklemediğiniz bir anda kalbinizin tam ortasına saplar. Şöyle öğüt verir Dostoyevski okurlarına: “Mekânın ve zamanın üstünden atlayın, hayatın ve aklın bütün yasalarının üstünden ve sadece yüreğinizin sesinin emrettiği yerde durun.” (…) Stefan Zweig’e göre; Dostoyevski, hem dindar kişilerin en güçlüsüdür, hem de tanrıtanımazların en gözü pek olanıdır. O, kendisine her zaman azap verdiğini söylediği Tanrı’ya bağlanmışlara da, onu inkâr edenlere de aynı oranda yakınlık duymuş, ama kendisi hayatı boyunca hep Araf’ta yaşamıştır.