Eski hayalini getir, yenisini götür!
Selen Aydın, yeni resimli öyküsünde merakın, keşfetmenin ve hayal etmenin hepimiz için vazgeçilmezliğini, komik üslubuyla düşündürüyor. Okuru, gündelik sorumlulukları dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyen, tekdüze yaşamlar süren ve "sıkıntıdan patlayan" insanların yaşadığı bir kasabaya davet ediyor. Yaşama sevinci veren tutkuları, duyguları hatırlatan sıcak ve renkli öykü, sanatçı Sadi Güran'ın usta işi desenleriyle canlanıyor. Yaratıcı ve eğlenceli dilinin yanı sıra zengin görselliğiyle dikkati çekerken, hayatın büyülü anlarını sevgiyle kucaklıyor.
Deniz fenerinde yaşayan Bayan Tepedenbakan, işleri dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyenleri çok yadırgıyordu. Ona göre, kasaba adeta donup kalmış, insanlar çevrelerindeki güzellikleri görmez olmuştu. Sonunda bir gün, kasaba sakinleri "sıkıntıdan patlamaya" başladı. Önce emekli öğretmen Bay Sormageç, sonra şapkalı Bay Fernando, derken masalcı Bayan Sonsuzmasal... Kasabanın doktoru Bay Cansever de "patlayınca", tatilini dedesi Bay Sormageç'le geçiren hayalperest Bulut'un aklına bir fikir geldi...
Eski hayalini getir, yenisini götür!
Selen Aydın, yeni resimli öyküsünde merakın, keşfetmenin ve hayal etmenin hepimiz için vazgeçilmezliğini, komik üslubuyla düşündürüyor. Okuru, gündelik sorumlulukları dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyen, tekdüze yaşamlar süren ve "sıkıntıdan patlayan" insanların yaşadığı bir kasabaya davet ediyor. Yaşama sevinci veren tutkuları, duyguları hatırlatan sıcak ve renkli öykü, sanatçı Sadi Güran'ın usta işi desenleriyle canlanıyor. Yaratıcı ve eğlenceli dilinin yanı sıra zengin görselliğiyle dikkati çekerken, hayatın büyülü anlarını sevgiyle kucaklıyor.
Deniz fenerinde yaşayan Bayan Tepedenbakan, işleri dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyenleri çok yadırgıyordu. Ona göre, kasaba adeta donup kalmış, insanlar çevrelerindeki güzellikleri görmez olmuştu. Sonunda bir gün, kasaba sakinleri "sıkıntıdan patlamaya" başladı. Önce emekli öğretmen Bay Sormageç, sonra şapkalı Bay Fernando, derken masalcı Bayan Sonsuzmasal... Kasabanın doktoru Bay Cansever de "patlayınca", tatilini dedesi Bay Sormageç'le geçiren hayalperest Bulut'un aklına bir fikir geldi...