“Modern edebiyat, insansız tüzüklerin karalanacağını, köksüz, hukuksuz girişimlerin söndürüleceğini, kayırmanın, kıyımın metinlerarası bağlantılarla durdurulacağını, kimlik çeşnisinin tercihe bırakılacağını ve edebiyat kanonlarına güvenirliğin artırılacağını ilan etmişti. Başlangıçta buyruk buydu. Böylece kurt, kuş, kuzu hemcinsini bilecek, hiçbir unsur parçayı bütüne, bütünü parçaya heba etmeyecekti. Hayâ, şeref ve asaletin cüzdanla ilişkisi kesilecek; konforun, hayatı abluka altında tutması engellenecekti.” Çağımızın değerler ekseni, denemenin egoları üzerinden belirlendi. Hercai kuşku, sözlükleri kabarttı, kelimeleri keskinleştirdi. Üç nokta beşe çıktı. Virgül, varını yoğunu ayrıştırmaya harcadı. Özne çoğaldı. İhtiraz manzumeleriyle yoğrulan dil, her şeyi her yerde söylemeye yetkin görüldü. Konular harcıâlem; perhiz kalktı, kefaret kalktı. Daha önce Ses ve Yaz ile okurun karşısına Türkçenin en duru kelimeleriyle çıkan Nazım Payam, bu sefer Sılası Türkçe ile okurunu selâmlıyor.
“Modern edebiyat, insansız tüzüklerin karalanacağını, köksüz, hukuksuz girişimlerin söndürüleceğini, kayırmanın, kıyımın metinlerarası bağlantılarla durdurulacağını, kimlik çeşnisinin tercihe bırakılacağını ve edebiyat kanonlarına güvenirliğin artırılacağını ilan etmişti. Başlangıçta buyruk buydu. Böylece kurt, kuş, kuzu hemcinsini bilecek, hiçbir unsur parçayı bütüne, bütünü parçaya heba etmeyecekti. Hayâ, şeref ve asaletin cüzdanla ilişkisi kesilecek; konforun, hayatı abluka altında tutması engellenecekti.” Çağımızın değerler ekseni, denemenin egoları üzerinden belirlendi. Hercai kuşku, sözlükleri kabarttı, kelimeleri keskinleştirdi. Üç nokta beşe çıktı. Virgül, varını yoğunu ayrıştırmaya harcadı. Özne çoğaldı. İhtiraz manzumeleriyle yoğrulan dil, her şeyi her yerde söylemeye yetkin görüldü. Konular harcıâlem; perhiz kalktı, kefaret kalktı. Daha önce Ses ve Yaz ile okurun karşısına Türkçenin en duru kelimeleriyle çıkan Nazım Payam, bu sefer Sılası Türkçe ile okurunu selâmlıyor.