On iki yaşındaki Alis, Fred'in yönetimindeki bir ülkede yaşar. Uyku Merkezi deneyimine günler kalmıştır. Burada yetişkinliğe adımın ilk şartı, anılarını ve deneyimlerini ülke himayesine bırakmaktır. Uyku Merkezi'nde güvenli ortamlarda saklanan anılar bu sayede insanlara yük olmayacak, kimse geleceğiyle ilgili çelişkili düşünceler sebebiyle yorulmayacak, yanlış kararlar alma ihtimalleriyse hiç olmayacaktır. Çünkü ülkedeki bütün insanların yerine düşünen, hayatlarını yola koyan, ayaklarına takılan taşları yoldan bir bir ayıklayan bir sahip lob vardır. Sahip lob bunları yapmakla da kalmaz, insanların kaybettiği dost ve yakınları için yas tutarak vakit kaybettiği, mutluluktan kahkaha patlamaları yaşarken çalışmalarını aksattığı tüm anları da ülke geleceği için ortadan kaldırdığını anlatır durur. Ha bir de ışıklı telefon ekranı gibi devamlı akış hâlinde ülkenin tüm cadde ve sokaklarına döşenmiş simülasyon ekranlarından da bahseder. Bu ekranlarda insanların her an ülkenin yaşaması ve devamı için nasıl davranması gerektiğine dair yazılar döndürür. Bu sayede düşünmek için de vakit harcanması gerekmez. Simeranya hayali ise hâlâ Peyami Safa'nın Yalnızız'ındaki hayal ülkesi olarak kalmaya devam eder. Bakalım kahramanlarımız tozlanmış satırlar arsında kalan bu hayalden bir gerçek yaratmayı başarabilecekler mi?
Şöyle değil miydi o söz? Her şey bir hayalle başladı.
Sevgili okur Simeranya edebi ışığım Peyami Safa'nın Yalnızız isimli romanında hayal ettiği o muhteşem ülkenin ismidir. Belki yazdıklarım sizi bu eserden alıp Yalnızız'a götürür. Sevgiyle kalın.
On iki yaşındaki Alis, Fred'in yönetimindeki bir ülkede yaşar. Uyku Merkezi deneyimine günler kalmıştır. Burada yetişkinliğe adımın ilk şartı, anılarını ve deneyimlerini ülke himayesine bırakmaktır. Uyku Merkezi'nde güvenli ortamlarda saklanan anılar bu sayede insanlara yük olmayacak, kimse geleceğiyle ilgili çelişkili düşünceler sebebiyle yorulmayacak, yanlış kararlar alma ihtimalleriyse hiç olmayacaktır. Çünkü ülkedeki bütün insanların yerine düşünen, hayatlarını yola koyan, ayaklarına takılan taşları yoldan bir bir ayıklayan bir sahip lob vardır. Sahip lob bunları yapmakla da kalmaz, insanların kaybettiği dost ve yakınları için yas tutarak vakit kaybettiği, mutluluktan kahkaha patlamaları yaşarken çalışmalarını aksattığı tüm anları da ülke geleceği için ortadan kaldırdığını anlatır durur. Ha bir de ışıklı telefon ekranı gibi devamlı akış hâlinde ülkenin tüm cadde ve sokaklarına döşenmiş simülasyon ekranlarından da bahseder. Bu ekranlarda insanların her an ülkenin yaşaması ve devamı için nasıl davranması gerektiğine dair yazılar döndürür. Bu sayede düşünmek için de vakit harcanması gerekmez. Simeranya hayali ise hâlâ Peyami Safa'nın Yalnızız'ındaki hayal ülkesi olarak kalmaya devam eder. Bakalım kahramanlarımız tozlanmış satırlar arsında kalan bu hayalden bir gerçek yaratmayı başarabilecekler mi?
Şöyle değil miydi o söz? Her şey bir hayalle başladı.
Sevgili okur Simeranya edebi ışığım Peyami Safa'nın Yalnızız isimli romanında hayal ettiği o muhteşem ülkenin ismidir. Belki yazdıklarım sizi bu eserden alıp Yalnızız'a götürür. Sevgiyle kalın.