Simgesel İktidar, Siyaset ve Entelektüeller - Pierre Bourdieu’nün Siyaset Sosyolojisi
Sosyoloji ile siyaset arasında doğrudan bir bağ var mı? Sosyoloji toplumsal dünyayı açıklamakla yetinmeyip değiştirmeye çalışmalı mı? Kısacası, müdahil bir sosyoloji mümkün mü ve sosyolojinin siyaseti olur mu?
Pierre Bourdieu, 20. yüzyılın en önemli sosyologlarından biri olsa da genellikle bir siyaset sosyoloğu olarak tanınmaz. Bunda onun geleneksel siyaset pratiklerine ve siyaset bilimine mesafeli tutumunun payı büyüktür. Oysa Bourdieu meslek hayatı boyunca, iktidar mücadelelerinin bizzat kültür aracılığıyla toplumun kılcal damarlarına nasıl nüfuz ettiğini, toplumsal eşitsizlikleri nasıl ürettiğini ve direnişi nasıl güçleştirdiğini gerek eylemleri gerekse çalışmaları vasıtasıyla ortaya koymak için büyük bir uğraş vermiştir. Her alanda verilen iktidar mücadelelerinin, maddi kaynakların yanı sıra simgesel kaynaklara sahip olmayı, bunları biriktirmeyi ve yönetmeyi gerektirdiğini göstermiş ve simgesel sermayenin toplumsal hiyerarşilerin inşasında ve korunmasında ne denli etkili bir rol üstlendiğini gözler önüne sermiştir.
David L. Swartz, bu kitapta, Bourdieu’nün sosyal bilim tasarısının “sadece bir bilim” olmadığını, ayrıca bir siyaset tasarısı da olduğunu iddia ediyor. Onun tüm çalışmalarının birleştirici ve değişmez izleği olan bu ‘siyasi’ sosyolojinin unsurlarını, temel kavramlarından hareketle tek tek ve ayrıntılı biçimde ortaya koyuyor. Bourdieu’nün fikirlerini birbiriyle bağlantısı ve bütünlüğü içinde öğrenmek isteyenlerin kaçırmaması gereken yetkin bir başvuru kaynağı sunuyor.
Sosyoloji ile siyaset arasında doğrudan bir bağ var mı? Sosyoloji toplumsal dünyayı açıklamakla yetinmeyip değiştirmeye çalışmalı mı? Kısacası, müdahil bir sosyoloji mümkün mü ve sosyolojinin siyaseti olur mu?
Pierre Bourdieu, 20. yüzyılın en önemli sosyologlarından biri olsa da genellikle bir siyaset sosyoloğu olarak tanınmaz. Bunda onun geleneksel siyaset pratiklerine ve siyaset bilimine mesafeli tutumunun payı büyüktür. Oysa Bourdieu meslek hayatı boyunca, iktidar mücadelelerinin bizzat kültür aracılığıyla toplumun kılcal damarlarına nasıl nüfuz ettiğini, toplumsal eşitsizlikleri nasıl ürettiğini ve direnişi nasıl güçleştirdiğini gerek eylemleri gerekse çalışmaları vasıtasıyla ortaya koymak için büyük bir uğraş vermiştir. Her alanda verilen iktidar mücadelelerinin, maddi kaynakların yanı sıra simgesel kaynaklara sahip olmayı, bunları biriktirmeyi ve yönetmeyi gerektirdiğini göstermiş ve simgesel sermayenin toplumsal hiyerarşilerin inşasında ve korunmasında ne denli etkili bir rol üstlendiğini gözler önüne sermiştir.
David L. Swartz, bu kitapta, Bourdieu’nün sosyal bilim tasarısının “sadece bir bilim” olmadığını, ayrıca bir siyaset tasarısı da olduğunu iddia ediyor. Onun tüm çalışmalarının birleştirici ve değişmez izleği olan bu ‘siyasi’ sosyolojinin unsurlarını, temel kavramlarından hareketle tek tek ve ayrıntılı biçimde ortaya koyuyor. Bourdieu’nün fikirlerini birbiriyle bağlantısı ve bütünlüğü içinde öğrenmek isteyenlerin kaçırmaması gereken yetkin bir başvuru kaynağı sunuyor.