Toplum ve tarihle olan ilişkisi düşünüldüğünde, sinemanın payına düşen çoğu zaman bir takdir ve tahmin yürütme meselesi olmaktan öteye gitmez. Ne var ki, aynı zamanda Tarih’in bir temsilcisi ve ürünü de olan sinemayı, kendisine kaynaklık eden kültürlerden ve alıcısı konumundaki toplumlardan ayrı düşünmek olanaksızdır. Sinema ve Tarih kitabında Marc Ferro, “toplum karşı-çözümlemesi” şeklinde özetlediği teori ve pratiğini, Yeni Tarih mirasını eklektik bakış açısıyla harmanlayan bir yaklaşımın izinden giderek geliştirip derinleştiriyor. Potemkin Zırhlısı’ndan Yahudi Süss’e, Zafer Yolları’ndan Üçüncü Adam’a birçok film aracılığıyla Tarih ve sinema arasındaki dirsek temaslarına işaret eden tarihçi, günümüz toplumlarını tarihsel bağlamları içerisinde anlamamıza yardımcı oluyor...
Toplum ve tarihle olan ilişkisi düşünüldüğünde, sinemanın payına düşen çoğu zaman bir takdir ve tahmin yürütme meselesi olmaktan öteye gitmez. Ne var ki, aynı zamanda Tarih’in bir temsilcisi ve ürünü de olan sinemayı, kendisine kaynaklık eden kültürlerden ve alıcısı konumundaki toplumlardan ayrı düşünmek olanaksızdır. Sinema ve Tarih kitabında Marc Ferro, “toplum karşı-çözümlemesi” şeklinde özetlediği teori ve pratiğini, Yeni Tarih mirasını eklektik bakış açısıyla harmanlayan bir yaklaşımın izinden giderek geliştirip derinleştiriyor. Potemkin Zırhlısı’ndan Yahudi Süss’e, Zafer Yolları’ndan Üçüncü Adam’a birçok film aracılığıyla Tarih ve sinema arasındaki dirsek temaslarına işaret eden tarihçi, günümüz toplumlarını tarihsel bağlamları içerisinde anlamamıza yardımcı oluyor...