"Bresson günlüğüne birkaç kelimeyle gözlemlerini yazdı. İnsanı insan yapan her şeyi: zevklerini, tiksintilerini. Özellikle kendini beğenmişliğe, entelektüalizme ve konformizme karşı duyduğu tiksintiyi. içtenliğe, doğaya karşı hayranlığını. Sanatta kesinlik ve tutumluluk için. Görünmenin karşısında, olmak, yani oyuncunun karşısında model. Model (Bresson’un oyuncuya yeğlediği kelime) ressam için bir coşkunluk, ilhamdır: ‘taklit edilemeyen ruh, taklit edilemeyen beden.’ Neredeyse dikkatsizce ortaya atılmış bu notlarda, bütün doluluğuyla ve kimi zaman büyük acılarla yaşanmış, sonunda Bresson’u sinematografik yaratıcılığın gök kubbesine çıkarmış serüvenin özünü kavrıyoruz." -Le Clézio-, 1988
"Bresson günlüğüne birkaç kelimeyle gözlemlerini yazdı. İnsanı insan yapan her şeyi: zevklerini, tiksintilerini. Özellikle kendini beğenmişliğe, entelektüalizme ve konformizme karşı duyduğu tiksintiyi. içtenliğe, doğaya karşı hayranlığını. Sanatta kesinlik ve tutumluluk için. Görünmenin karşısında, olmak, yani oyuncunun karşısında model. Model (Bresson’un oyuncuya yeğlediği kelime) ressam için bir coşkunluk, ilhamdır: ‘taklit edilemeyen ruh, taklit edilemeyen beden.’ Neredeyse dikkatsizce ortaya atılmış bu notlarda, bütün doluluğuyla ve kimi zaman büyük acılarla yaşanmış, sonunda Bresson’u sinematografik yaratıcılığın gök kubbesine çıkarmış serüvenin özünü kavrıyoruz." -Le Clézio-, 1988