Sınırdaki Ay - Hatay

Stok Kodu:
9786256689374
Boyut:
13.5x19.5
Sayfa Sayısı:
603
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%30 indirimli
700,00TL
490,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 59,89TL
KARGO BEDAVA
Temin süresi 2-5 gündür.
9786256689374
1337833
Sınırdaki Ay - Hatay
Sınırdaki Ay - Hatay
490.00

Antakya. Tarihi milattan öncesine dayanan, (City of God)”; yani, “Tanrının Şehri” Arapların Doğu’nun Kraliçesi (Melike-i Şarkiyye)” diye söyledikleri barışı simgeleyen bu kadim şehir Cumhuriyet toprakları dışında kalmıştı. Söz vermişti milletine. “Kırk asırlık Türk yurdunu esir” bırakmayacaktı. Atatürk hastaydı, herkes üzerine titriyordu. Söz vermişti milletine ve sözünü yerine getirmeliydi. Dış basında çok hasta olduğu ve yakında öleceğini okuyunca kararını verdi. Bu işi bizzat çözecekti. Kimseyi dinlemedi. Cumhurbaşkanlığından istifa ederek yeniden bir nefer gibi Hataylılarla birlikte savaşacağını bütün dünyaya duyurdu. Bu mücadelede yanında bir kişi daha vardı; Tayfur Sökmen. Fransızlar tarafından idam cezasına çarptırılan ve 18 yıl Hatay’a ayak basmadan Kilikya ve Ankara’da adeta mekik dokuyarak Hatay’ın kurtuluşu için çaba gösteriyordu. Hataylılar, tüm baskılarına rağmen topyekûn Fransızlara, Araplara ve Ermenilere karşı direniyorlardı. Boran’la Nisan birlikte büyümüşlerdi. Çocukluk yıllarında başlayan sevgileri büyük bir aşka dönüşmüştü. Sevdaları dilden dile dolaşarak Amik Ovasının sınırını aşarak Antakya’dan Halep’e kadar yayılmıştı. Ama aşkları hep bir engele takılıyordu. Önce Çanakkale savaşı, daha sonra kurtuluş savaşı sonrasına ertelediler…Tam bitti derken işgal yılları başladı. İşgale direnen Boran’ın payına da bitmez tükenmez sürgün ve hapis cezası düşmüştü. Bütün engellere rağmen sevgileri giderek daha da güçlenmişti. Kavuşmaları için önce Hatay kurtarılmalıydı. Ama engeller hiç bitmiyordu.

Antakya. Tarihi milattan öncesine dayanan, (City of God)”; yani, “Tanrının Şehri” Arapların Doğu’nun Kraliçesi (Melike-i Şarkiyye)” diye söyledikleri barışı simgeleyen bu kadim şehir Cumhuriyet toprakları dışında kalmıştı. Söz vermişti milletine. “Kırk asırlık Türk yurdunu esir” bırakmayacaktı. Atatürk hastaydı, herkes üzerine titriyordu. Söz vermişti milletine ve sözünü yerine getirmeliydi. Dış basında çok hasta olduğu ve yakında öleceğini okuyunca kararını verdi. Bu işi bizzat çözecekti. Kimseyi dinlemedi. Cumhurbaşkanlığından istifa ederek yeniden bir nefer gibi Hataylılarla birlikte savaşacağını bütün dünyaya duyurdu. Bu mücadelede yanında bir kişi daha vardı; Tayfur Sökmen. Fransızlar tarafından idam cezasına çarptırılan ve 18 yıl Hatay’a ayak basmadan Kilikya ve Ankara’da adeta mekik dokuyarak Hatay’ın kurtuluşu için çaba gösteriyordu. Hataylılar, tüm baskılarına rağmen topyekûn Fransızlara, Araplara ve Ermenilere karşı direniyorlardı. Boran’la Nisan birlikte büyümüşlerdi. Çocukluk yıllarında başlayan sevgileri büyük bir aşka dönüşmüştü. Sevdaları dilden dile dolaşarak Amik Ovasının sınırını aşarak Antakya’dan Halep’e kadar yayılmıştı. Ama aşkları hep bir engele takılıyordu. Önce Çanakkale savaşı, daha sonra kurtuluş savaşı sonrasına ertelediler…Tam bitti derken işgal yılları başladı. İşgale direnen Boran’ın payına da bitmez tükenmez sürgün ve hapis cezası düşmüştü. Bütün engellere rağmen sevgileri giderek daha da güçlenmişti. Kavuşmaları için önce Hatay kurtarılmalıydı. Ama engeller hiç bitmiyordu.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat