SAĞLIK ve GENÇLİK İÇİN
BİYOLOJİK İÇ SAATİNİ KUR!
Yüzyıllardan bu yana tüm canlıların güneşe ve dünyanın ritmine adaptasyonu söz konusuydu. Avcı-toplayıcı atalarımız güneşle beraber uyanır, beslenir ve güneşin batışıyla köşelerine çekilirlerdi.
Bizlerse bu bolluk-kıtlık dönemlerini yaşamadan daima bolluk içinde, sürekli beslenme hâlindeyiz. Her saatte her çeşit yemeğe ulaşabiliyoruz.
Mütemadiyen aydınlattığımız evlerimizde ise gündüz-gece algımız tamamen şaştı. Üstüne bir de “mavi ışık” dediğimiz ekran ışıklarına 7/24 maruz kalmaya devam ediyoruz.
Tıp gelişiyor ancak eskiye nazaran tüm dünyada başta obezite olmak üzere pek çok hastalık çoğaldı.
Elbette milyonlarca yıldır güneşin döngüsü ile çalışan bu sistemlerimizi bozduğu için ampulü bulan Edison’ı suçlayamayız. Sonuçta geceleri uzun saatler uyanık kalmamızın, olmadık saatlerde yemek yememizin biyolojik yaradılış saatimize uymayan davranışlar olduğunu kestirmek zor değil. Suçlu sadece Edison olamaz!
İşte şimdi bu konuda bilinçlenmenin tam zamanı! Dr. Ayşegül Çoruhlu’nun kalemiyle, günün saatlerine uygun beslenme ve yaşam şeklini anlatan Sirkadiyen tıp bilimine hoş geldiniz!
Sağlıklı beslenmede ne yiyeceğimiz meselesine yeterince vurgu yapıldı. Oysa ne kadar yiyeceğimizden daha önemli olan, “NE ZAMAN YİYECEĞİZ?” sorusudur.
Cevabı: Sirkadiyen ritme göre beslenmektir!
Vücudumuzdaki tüm hücrelerde biyolojik saat reseptörleri vardır.
• Neden yeriz?
• Ne kadar yemeliyiz?
• Ne zaman yemeliyiz?
• Nasıl yemeliyiz?
• Ne yemeliyiz?
İşte bu soruların cevabı biyolojik iç saatimizi ayarlamaktan geçer. Kilo almak da kilo vermek de gerçekten bir “zaman” meselesidir.
Sıkı durun; Sirkadiyen Beslenme’yle önümüzdeki on yıllık dış zamanı iç zamanınıza nasıl beş yıl olarak yansıtacağınızı öğreneceksiniz!
SAĞLIK ve GENÇLİK İÇİN
BİYOLOJİK İÇ SAATİNİ KUR!
Yüzyıllardan bu yana tüm canlıların güneşe ve dünyanın ritmine adaptasyonu söz konusuydu. Avcı-toplayıcı atalarımız güneşle beraber uyanır, beslenir ve güneşin batışıyla köşelerine çekilirlerdi.
Bizlerse bu bolluk-kıtlık dönemlerini yaşamadan daima bolluk içinde, sürekli beslenme hâlindeyiz. Her saatte her çeşit yemeğe ulaşabiliyoruz.
Mütemadiyen aydınlattığımız evlerimizde ise gündüz-gece algımız tamamen şaştı. Üstüne bir de “mavi ışık” dediğimiz ekran ışıklarına 7/24 maruz kalmaya devam ediyoruz.
Tıp gelişiyor ancak eskiye nazaran tüm dünyada başta obezite olmak üzere pek çok hastalık çoğaldı.
Elbette milyonlarca yıldır güneşin döngüsü ile çalışan bu sistemlerimizi bozduğu için ampulü bulan Edison’ı suçlayamayız. Sonuçta geceleri uzun saatler uyanık kalmamızın, olmadık saatlerde yemek yememizin biyolojik yaradılış saatimize uymayan davranışlar olduğunu kestirmek zor değil. Suçlu sadece Edison olamaz!
İşte şimdi bu konuda bilinçlenmenin tam zamanı! Dr. Ayşegül Çoruhlu’nun kalemiyle, günün saatlerine uygun beslenme ve yaşam şeklini anlatan Sirkadiyen tıp bilimine hoş geldiniz!
Sağlıklı beslenmede ne yiyeceğimiz meselesine yeterince vurgu yapıldı. Oysa ne kadar yiyeceğimizden daha önemli olan, “NE ZAMAN YİYECEĞİZ?” sorusudur.
Cevabı: Sirkadiyen ritme göre beslenmektir!
Vücudumuzdaki tüm hücrelerde biyolojik saat reseptörleri vardır.
• Neden yeriz?
• Ne kadar yemeliyiz?
• Ne zaman yemeliyiz?
• Nasıl yemeliyiz?
• Ne yemeliyiz?
İşte bu soruların cevabı biyolojik iç saatimizi ayarlamaktan geçer. Kilo almak da kilo vermek de gerçekten bir “zaman” meselesidir.
Sıkı durun; Sirkadiyen Beslenme’yle önümüzdeki on yıllık dış zamanı iç zamanınıza nasıl beş yıl olarak yansıtacağınızı öğreneceksiniz!