Sırrı Üzerinde Taşıyan İnsan Misal Alemi

Stok Kodu:
9786256209077
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
200
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%25 indirimli
220,00TL
165,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 20,17TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9786256209077
1346023
Sırrı Üzerinde Taşıyan İnsan
Sırrı Üzerinde Taşıyan İnsan Misal Alemi
165.00

Dünya yaşantısına kendi hikâyesine uygun olan bir kapıdan çağrılıp giren insan, gün geldi
dünyaya gelme amacını unuttu ve dünyadan insanlığını giyinerek çıkacağı kapıyı da kaybetti.
Kendini sadece bu dünyadan ibaret bir varlık zannederek eksikliklerini yaşam telaşıyla unutmaya
çalıştı. Aceleci, hızlı ve savurgan davranarak düşünmeden hareket etti ve olaylara nefsani
anlamlar kattı. Kattığı anlamlarla esareti yarattı kendine, gecenin içindeki huzuru kaçırdı.
Uyumadı, uyuyamadı. Gün ışığıyla da kendinden kaçarcasına hep başkalarına koştu ve kendini
bilmekten uzaklaştı. Böylece sırra vâkıf olamadı.
Oysa sır bilinmek isteyen hazinenin ışıltısını taşıyan insana verilmişti.
Nasıl ki cam, Sır’lanarak derinlik kazanmış, görünür ve gördüğünü yansıtır olmuş, bu da camın
değerini artırmış ise, insanın üzerinde taşıdığı Sır da tıpkı bu durum gibi onun değerine değer
katmıştı. Âdem’i derinleştirmiş
ve kendinden yansıyan âlemden kendini seyretmesini sağlamıştı.
Lakin bu Sır’a ulaşmanın yolu insanın kendi özüne yol almasından,
madde ve manayı birleyerek tamlığa ulaşmasından geçiyordu. Bu sürecin sonunda da insan,
bütünün içindeki biricikliğini seyrediyor ve içindeki cevheri açığa çıkarabiliyordu. Ancak bu
durum, Misal Âlemi’nin nurundan açığa çıkan, hayal ve rüya ilmine vâkıf olanların ve gönlü
aşkla yıkananların ulaşabileceği bir seviyedir.
His mertebesinde çok oyalandık, artık sırra yol alma vakti...

Dünya yaşantısına kendi hikâyesine uygun olan bir kapıdan çağrılıp giren insan, gün geldi
dünyaya gelme amacını unuttu ve dünyadan insanlığını giyinerek çıkacağı kapıyı da kaybetti.
Kendini sadece bu dünyadan ibaret bir varlık zannederek eksikliklerini yaşam telaşıyla unutmaya
çalıştı. Aceleci, hızlı ve savurgan davranarak düşünmeden hareket etti ve olaylara nefsani
anlamlar kattı. Kattığı anlamlarla esareti yarattı kendine, gecenin içindeki huzuru kaçırdı.
Uyumadı, uyuyamadı. Gün ışığıyla da kendinden kaçarcasına hep başkalarına koştu ve kendini
bilmekten uzaklaştı. Böylece sırra vâkıf olamadı.
Oysa sır bilinmek isteyen hazinenin ışıltısını taşıyan insana verilmişti.
Nasıl ki cam, Sır’lanarak derinlik kazanmış, görünür ve gördüğünü yansıtır olmuş, bu da camın
değerini artırmış ise, insanın üzerinde taşıdığı Sır da tıpkı bu durum gibi onun değerine değer
katmıştı. Âdem’i derinleştirmiş
ve kendinden yansıyan âlemden kendini seyretmesini sağlamıştı.
Lakin bu Sır’a ulaşmanın yolu insanın kendi özüne yol almasından,
madde ve manayı birleyerek tamlığa ulaşmasından geçiyordu. Bu sürecin sonunda da insan,
bütünün içindeki biricikliğini seyrediyor ve içindeki cevheri açığa çıkarabiliyordu. Ancak bu
durum, Misal Âlemi’nin nurundan açığa çıkan, hayal ve rüya ilmine vâkıf olanların ve gönlü
aşkla yıkananların ulaşabileceği bir seviyedir.
His mertebesinde çok oyalandık, artık sırra yol alma vakti...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat