Bilgi yaşamı ve olayları şekillendirmek ve anlamlandırmak için ulaşılması gereken bir şeydir. Ancak günümüzde bu anlayıştan ziyade, maksatlı olarak dikte ettirilmiş öğretiler üzerinden hareket edildiği görülmektedir. Bu durum ise toplumsal düşünce kısırlığına yol açmaktadır.
Bu düşünce kısırlığının yaratıldığı alanlardan birisi de uluslararası ilişkilerdir. Yanlış ve maksatlı olarak kurgulanan sistemin küçük bir azınlık grubunun refahını artırırken, diğerlerinin maruz kaldığı sorunları giderek daha da artırdığı görülmektedir. Bu açıkça bir bunalıma işaret etmektedir ve adaleti ve insanı merkeze alan bir anlayışla bunalımdan çıkma zorunluluğu bulunmaktadır.
Bilgi yaşamı ve olayları şekillendirmek ve anlamlandırmak için ulaşılması gereken bir şeydir. Ancak günümüzde bu anlayıştan ziyade, maksatlı olarak dikte ettirilmiş öğretiler üzerinden hareket edildiği görülmektedir. Bu durum ise toplumsal düşünce kısırlığına yol açmaktadır.
Bu düşünce kısırlığının yaratıldığı alanlardan birisi de uluslararası ilişkilerdir. Yanlış ve maksatlı olarak kurgulanan sistemin küçük bir azınlık grubunun refahını artırırken, diğerlerinin maruz kaldığı sorunları giderek daha da artırdığı görülmektedir. Bu açıkça bir bunalıma işaret etmektedir ve adaleti ve insanı merkeze alan bir anlayışla bunalımdan çıkma zorunluluğu bulunmaktadır.