Modern Batı kültürünün demokrasi, insan hakları, eşitlik gibi önde gelen kavramlarının siyasal olarak en üst seviyesine çıktığı iddia edilen Amerika Birleşik Devletleri gibi bir ülkedeki ırkçı uygulamalara karşı sembol olmuş bir olay üzerinden bu kitapta ele alınmaya çalışılan sivil itaatsizlik kavramı, yine Batı kültürünün tarihsel süreçte tecrübe ettiği sebep ve sonuçların bir neticesidir. Nasıl ki Sosyoloji, Batı'nın kendini tanımak için geliştirdiği bir bilim dalı ise ve “sosyolojik bakış” eyleminde kaçınılmaz bir Batı bakış açısı varsa, sivil itaatsizliğin Antik Yunan'da adı konmamış olarak başlayan hikâyesi yine temelinde bu medeniyeti barındıran Batı'da devam etmektedir. Bu yüzden kullanılan kaynakların ve bu kaynakların sahiplerinin öncelikli hedefleri, kendi toplumları ve kendi yöneticileridir.
Sosyoloji'de yapılan en büyük hatayı burada fark etmeden tekrarlayıp, bu kaynaklardaki iddiaların küresel bir geçerliliği olduğunu iddia edersek, her şeyden önce bu kitabın yazıldığı dil olan Türkçe'nin yaşadığı kültüre ve töreye büyük bir haksızlık etmiş oluruz. Her kültürün ve bu kültüre mensup toplulukların kendilerine özel şartları olduğunu ve bu şartların da zamanın değişkenliğinden etkilendiğinin altını çizmek gerekmektedir.
Dr. Can Ceylân - Editör
Modern Batı kültürünün demokrasi, insan hakları, eşitlik gibi önde gelen kavramlarının siyasal olarak en üst seviyesine çıktığı iddia edilen Amerika Birleşik Devletleri gibi bir ülkedeki ırkçı uygulamalara karşı sembol olmuş bir olay üzerinden bu kitapta ele alınmaya çalışılan sivil itaatsizlik kavramı, yine Batı kültürünün tarihsel süreçte tecrübe ettiği sebep ve sonuçların bir neticesidir. Nasıl ki Sosyoloji, Batı'nın kendini tanımak için geliştirdiği bir bilim dalı ise ve “sosyolojik bakış” eyleminde kaçınılmaz bir Batı bakış açısı varsa, sivil itaatsizliğin Antik Yunan'da adı konmamış olarak başlayan hikâyesi yine temelinde bu medeniyeti barındıran Batı'da devam etmektedir. Bu yüzden kullanılan kaynakların ve bu kaynakların sahiplerinin öncelikli hedefleri, kendi toplumları ve kendi yöneticileridir.
Sosyoloji'de yapılan en büyük hatayı burada fark etmeden tekrarlayıp, bu kaynaklardaki iddiaların küresel bir geçerliliği olduğunu iddia edersek, her şeyden önce bu kitabın yazıldığı dil olan Türkçe'nin yaşadığı kültüre ve töreye büyük bir haksızlık etmiş oluruz. Her kültürün ve bu kültüre mensup toplulukların kendilerine özel şartları olduğunu ve bu şartların da zamanın değişkenliğinden etkilendiğinin altını çizmek gerekmektedir.
Dr. Can Ceylân - Editör